Bizim Yaso ve eşi, sevgili kardeşim Can, pazar günü Yeniköy'e bruncha gitmişler.. Bana uğramışlardı kahveye de anlattılar..
Emek diye bir yer..
Can "Deniz sıfır, ama servis de sıfır" dedi. Yaso ekledi..
"Kahvaltı mı ettik, dayak mı yedik anlamadık.."
Resmen azarlanmışlar, garsonlar tarafından..
"Yaz hemen" dedim.. "Yazmam" dedi Yaso.. "Kimsenin ekmek parası ile oynamam.."
"O zaman ben yazarım" dedim..
Güzeli ballandıra ballandıra yazacağız ama, müşteriyi hiçe sayanlara göz yumacağız öyle mi?.
Kaç yıl oldu bilmem.. Boğaz'da harika kahvaltı veren bir yer keşfetmiştik. Lokma!.. Kadir Topbaş'ın yeğenleri imişler sahipleri.. Kapıda uzun bir kuyruk, her pazar sabahı..
Arkadaşlarla bayıldık. "Her hafta buraya gelelim" dedik.. Yediklerimiz güzel, manzara güzel, benim manzaram insanlar cıvıl cıvıl..
Ama yıllardır adım atmıyorum..
Kapıdaki kuyruklar şımartmış olmalı.. Küstah değil ama bir şımarık tavırlar, servis elemanlarında.. Bir tepeden bakmalar.. "Elimizi öpen gelir. Bizden bu kadar" havaları.. Lanet ettik, bir daha da uğramadık..
Umurlarında olduğunu sanmıyorum..
Benim görevim yazmak ve okurları uyarmak..