Evet aynen öyle.. Çünkü Galatasaray'ı Sneijder'ın liderliğinde bir Hollanda mafyası yönetiyor.. Futbol cahili Riekerink'i işin başına getiren ve kuklası gibi kullanan Sneijder'in ta kendisi..
Riekerink Türkçe bilmiyor. Medyada çıkan eleştirileri de ona kimse okumuyor. Futboldan on paralık anlasa, odasına kapanır, bir önceki maçı tek başına izler ve yaptığı "İntihar hataları"nı görürdü. Ama adam aciz.. Ona gazeteleri okuyan da yok..
Öyle olsa, geçen haftaki rezaletten sonra, bu hafta da, tüm Galatasaray camiası ile alay ederek "Beni çıkar" işareti veren Sneijder'ın yerine "GENE" Donk'u alır mıydı?.
Biri hakemin yarattığı iki penaltı ile kazandıklarına bakmayın.. O maç, o penaltılara rağmen, 6-2, 7-2 bitebilirdi..
Akhisar hemen her hücumunda elini kolunu sallaya sallaya geldi ve gol pozisyonuna girdi. Muslera üç net gol kurtardı. Üç net pozisyonda adamlar topu dışarı attılar. Galatasaray'a penaltı ikram eden hakem, Akhisar'ın iki tartışılmaz penaltısını vermedi..
Şimdi biri bana anlatsın, bu kadar delik deşik, bu kadar süzgeç, bu kadar koridor bir savunmayı görmeyen ve önlem almayı düşünmeyen adam, Galatasaray'ı geçin, amatör ligdeki Levent Spor'a hoca olur mu?.
Savunma dörtlüsü yanlış bir defa.. Bu ülkenin en iyi üç hücum bekinden biri Sabri (Ötekiler Gökhan ve Caner) Linnes denen işe yaramaz adamı takıma koymak için, sallama bir yerde oynatılıyor. Bu yüzden Galatasaray hem savunmada, hem orta sahada iki adam kaybediyor. Orta saha önemli.. Savunmanın bu kadar çuvallaması, adamların orta sahayı, babalarının çiçek bahçesini geçer gibi geçmesi. Çünkü o alanda, Umut dışında basan yok. O da santrfor düşünebiliyor musunuz?. Sneijder dökülüyor. Koşmuyor.. En kötü şutları ve pasları atıyor. İlk kenara alınacak adam o.. Selçuk artık utanç veriyor.. "Takımı durdurmak ve geriye döndürmek görevi" ile sahaya çıkan kaptan olur mu?. Akhisar topu kaptığı anda üç pasta gol hücumu yapıyor.. Selçuk havalı fren.. İşi hızı kesmek.. Gol kontratağını döndürüp, Muslera'da bitmesini sağlamak.. Top başkasında iken bile, bu defa ona utanmadan, sıkılmadan işaret ediyor, "Geriye" diye..
Emre Çolak, hala nasıl bu takımda tutuluyor, hala nasıl oynatılıyor anlamıyorum. Fener medyası maaşında arttırma yapılarak sözleşmesinin iki sene daha uzatılması için gaz verip duruyor. İsterler tabii, onun hep pürüz olarak Galatasaray'da kalmasını.. O da orta sahada top eziyor, top kaptırıyor. Orta saha olmayınca, savunma Galatasaray 18 çizgisi üzerinde başlıyor ki, çok geç.. O zaman işte her Akhisar akını tehlike..
Akhisar'ı alın, Fenerbahçe'yi koyun yerine.. Bu oyunla 6-0 unutulur, asrın yenilgisi yaşanır.. "Fener ne oynuyor ki" demeyin. Bugüne dek yakaladıkları her Galatasaray'ı perişan ettiler.. Böyle yakalarlarsa, oyarlar.
İlk yarı biterken daha, biraz futbol bilen hoca, Linnes'i alır, Sabri'yi esas yerine çeker ve Sinan Gümüş'ü sağ ileriye koyardı. Böylece, sadece soldan yengeç gibi hücum eden Galatasaray çift taraflı hücum gücüne kavuşurdu. Görürdük o zaman rakip savunmayı da..
İkinci yarının ilerleyen dakikalarında da artık fiziği de tükenen Sneijder yerini Bilal'e bırakırdı. Sonra da sıra "Ders olsun" diye Kaptan Selçuk'a gelirdi.. Emre'den de önce..
Hollanda mafyası iyileştirme hamlelerinin hiç birini yapmadı. Maçın başlarında kart gösterdiği Selçuk ve Sneijder'den herkesin gözü önünde fırçaları yiyince muma dönen hakem de hiç utanıp sıkılmadan Galatasaray forması giyince maç kazanıldı ama bana sorarsanız, Kupa finali kaybedildi. Bu rezil oyunla kazanma eleştirmenlerin, yani skor yazarlarının da elini bağlayınca, şimdi ligin son ve ardından kupanın final maçında Hollanda mafyası bir kez daha ortaya çıkacak..
Gerisini düşünmek bile istemiyorum!.