Geçen hafta sonu İzmir yollarında olduğum için, gazetelere ve eklerine alıcı gözle bakamadım. Sayfaları şöyle çevirirken de beni durduran bir konu, başlık, yazı, fotoğraf gözüme çarpmadı. Atlamış olabilirim.
Benim için tabii, "Haftanın Söyleşisi" pazartesi gününden geldi. Balçiçek İlter'in Zülfü Livaneli ile Yaşar Kemal üzerine yaptığı sohbet müthişti..
"Yaşar Kemal, belki on bin kez 'Kurban olsunlar Mustafa Kemal'e' demiştir" başlıklı yazıyı önce bir nefeste, sonra yeniden keyfini çıkararak okudum.
Yaşar Kemal'i de, Zülfü'yü de, Balçiçek'i de çok severim. Onu peşinen söyleyeyim de..
Zülfü, Yaşar Usta'nın hayattaki en yakın dostuydu. Yani "Karısından sonra en çok vakit geçirdiği adam" desem yeridir. Yani bu yüzden için için kıskanırdım da Zülfü'yü..
Zülfü her sabah ararmış, Yaşar Ağbi'yi "Nasılsın" diye.. Yaşar Ağbi cevap verirmiş..
"Türküm, doğruyum, çalışkanım.."
Zülfü de yanıtlarmış..
"Ben de kürdüm, tembelim, eğriyim.."
Kahkahayı basarlarmış karşılıklı..
Bu arada, Yaşar Ağbi'yi bulan, dostluğu başlatan da Zülfü.. İnce Memet diye bir türkü derlemiş, almış sazı eline, varmış Yaşar Ağbi'nin kapısına "Sana İnce Memet türküsü dinleteceğim" diye. Yaşar Ağbi pek yüz vermemiş ama, Tilda pek sevmiş Zülfü'yü.. "Bu çocuk çok meşhur olacak" demiş..
Yani daha fazla tadını kaçırmayayım. Bu çok hoş sohbeti HaberTurk internet sitesinden bulun ve okuyun mutlak..