İzmir'den, benim güzel İzmir'imden bir paket geldi.. İçinden bir kitap çıktı..
"Bir Şehirde Yaşamak... Miko Cafe'nin 17. kuruluş yıldönümü anısına.."
17 simge.. 17 fotoğraf demeye dilim varmıyor.. 17 tablo var kitapta.. 17 de şiir.. Bu kitap için özel çekilmiş, özel yazılmış, hepsi..
Miko Cafe, benim için İzmir'dir.. Her İzmir'e gidişimde iki elim kanda olsa, günü Miko'da kaparım.. Arkama yaslanıp puromun dumanlarını Can Yücel sokağına üfleyerek..
Benim için şehirler, kahvelerdir, özellikle de sokak kahveleri..
İnsan manzaralı.. Çokları için öyledir.. Kafeler, kentleri simgeler, çünkü..
Paris'e gidince, önce Şanzelize'de Fouguet'ye uğrarım.
On yıllar boyu, Fransız sanatçılarının uğrak yerine..
Sonra Saint Germain'de, Cafe de Fleur'de bir kahvaltı yaparım mutlak..
Viyana Cafe de Sacher'dir benim için..
Kafelerde oturur, o kenti, o kentin insanını yaşarsınız. O zaman o kente gitmiş olursunuz..
Babamın zamanında Kıraathane derlermiş kahvehanelere..
Yasa koymuş Cumhuriyet.. Her kahvede, gazete, dergi, kitap olacak diye.. İnsanlar gelsinler..
Gazetelere baksınlar.. Ne var, ne yok görsünler, sonra günü konuşsunlar diye..
Fransa'dan almış olmalılar yasayı..
Fransa'da sigara, ardından nargile yasağı gelince "Hiç değilse köylerde uygulanmasın" diye ayağa kalkmıştı enteller.. Çünkü sigara, nargile için kahveye gelen köylü, gazeteyi de orda bulup okuyordu.. "Köylü artık okumaz, kahveye gelme sebebi ortadan kalkarsa" demişlerdi..
Miko, İzmir'in kalbidir.. Kültür pompalar kente..
17 yıl önce kurulduğunda, sokağa adını veren Can Yücel orda oturur, Miko'dan çıkmazmış..
Can Yücel'in yaşam yeri olunca, her kültür, sanat, fikir adamı, yolunu düşürürmüş, oraya..
Can Yücel'le çay bardağında bir kadeh içmek için..
Leyla Onomay, 17 şiirden birini yazmış.. Orda diyor işte.. "Her şiirin yarım şişe şarabı Her şairin bir dizesi saklıdır Ama rakı herkesin hakkı Bunu en iyi İzmir bilir Giderseniz esirgemez payınıza düşeni Kafası güzel her şehir gibi...
Sesini duyarsınız mutlaka "İnsanım" diye bağırır duvarlarında
Tarihin asi tanığı
Vefası Miko'dur
Can Yücel sokağının
İzmir bunu da bilir
Çok iyi bilir
Kalbi olan her şehir gibi..."
Miko Cenap'tır.. Cenap Türksavaş.. Ve nasıl da cenap, hem de ali cenaptır..
Bir gece Nebil'le oturuyoruz, saat iki falan olmuş..
Bir seyyar satıcı geçti.. Can eriği satıyor.. Beş on tane kalmış..
Nebil aldı, aldı da tadı damağımızda kaldı. Nasıl tahrik edici sulu, lezzetli, sert bir erik.. Tam bir can.. Bitti.. mi?..
Hayır.. Cenap, Nebil'le benim yalandığımızı görünce, hemen bir garson çocuğu yollamış.
Kapanmış manavın sahibi arkadaşı.. Oralardaki evinden aldırmış, dükkanı açtırtmış..
Bize iki kilo erik getirtmiş..
Olur mu?. Alt tarafı erik..
Ama üst tarafı da Cenap!..
Bir gece gidersiniz.. Bir piyano.. Bir tenor.. Nessun Dorma söylüyor.. Bir başka gece bir saz.. Bir Veysel türküsü tutturmuş, bir delikanlı..
Bak, Miko tüttü burnumda..
İzmir'im geldi gözümün önüne..
Haluk Işık yazmış, İzmir'im, benim canım İzmir'imi.. Cenap için.. "Sen '9 Eylül' dersin iki kelime Ben değişen yazgı anlarım Özgürlük anlarım, bağımsızlık Sen 'İzmir' dersin iki hece Ben sevinçten ağlarım." "Aleve aydınlığı için teşekkür et" demiş Tagore.. "Ama tükenmeyen bir sabırla gölgede durarak lambayı tutanı da unutma.."
İzmir Miko, Miko Cenap'tır benim için.. Ama Cenap da Elçin'dir.. Miko'nun, Cenap'ın temel direği, sevgili eşi Elçin..
Tam bunları yazarken, telefonuma bir mesaj düştü, İzmir'den iyi mi?.
İzmir Operası tenorlarından
Aydın Uştuk kardeşim atmış.. "28 mart cumartesi gecesi Elhambra'da Leoncavallo, I Pagliacci başlıyor. Gel mutlak" diyor..
Geliyorum Aydın.. Yerimi hazır tut.. Cenap sen de puromu hazırla.. Palyaço bitince, Can Yücel'deyiz, gene.. Gene Miko'dayız..
İzmir sevinci şimdiden içime düştü.. Niye?..
Onu da Sevgili dostum, can kardeşim, vaz geçilmezim
Ünal Ersözlü cevap vermiş benim yerime, Miko 17 kitabında..
"İzmir,
Ey tatlı
Sevgili
Aşık şehir...
İzmir,
Ey şövalye
Yapraklı
Dokunaklı şehir...
İzmir,
Ey denizli
Balkonlu
Hüzünlü şehir...
İzmir,
Ey neşeli
Yıldızlı
Kahinli şehir...
İzmir,
Ey görkemli
Gümüşsü
Tutkulu şehir...
İzmir,
Ey beyaz
Meltemli
Büyülü şehir...
İzmir,
Ey çıplak
Sevişmeli
Güzelli şehir...
İzmir,
Ey dingin
Ağaçlı
Huzurlu şehir...
İzmir,
Ey tanrısal
Ninnili
Sevgi şehir...
Seni
Yalıçapkını seni
İzmir yaşama sevinci."