Bazı eleştirmenlerimiz ve sinema muhabirlerimiz, filmin dünya salonlarında nisan ayında gösterime girecek olmasını da bir aşağılama, küçümseme sebebi yaptılar.. "Öyle sıradan bir film ki, iyi sezonda yer bulamadı, en kötü ayda ancak dağıtıma girebildi" diye yazdılar, yazabildiler, utanmadan, sıkılmadan..
Gazeteci değillerdi. Meraklı değillerdi.. Cahillerdi.. "Neden" diye sorsalar, ya da mesela Google'a girip "Anzac Day" yazsalardı, karşılarına bir tarih çıkacaktı..
"25 Nisan!.."
Çanakkale Savaşları, Avustralya için müthiş önem taşır.. İngiltere'nin sömürgesi olarak Londra'dan gelen emirle, haritada yerini bile bilmedikleri bir ülkeye gidip savaşmaları ve üstelik yenilmelerine rağmen, 25 Nisan onların en kutsal günleridir.
Çünkü Çanakkale Savaşı, Avustralya toplumunu millet yapmıştır. Avustralya Milleti Çanakkale Savaşı'nın sonunda doğmuştur.
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli nasıl o savaşta atıldıysa..
Russel Crowe, filmin Anzac Day 2015'te dünya salonlarında olmasını istemişti.
Film, bizim ukalaların dediği gibi, sadece Avustralya ve Türkiye'de iş yapacak çapta bir basitlik olsa, niye nisanı beklesindi ki?.
Filmin yapımına katılan Türk firması Mars Filmcilik de, bu tarihi benimsedi.
Çünkü nisan ayında Ermeni Diasporasının desteklediği lobinin, 1915'in Yüzüncü Yıldönümü dolayısı ile Türkiye ve Türkler aleyhine dünya çapında bir kampanya hazırladığı ne zamandır biliniyordu. Tam bu gürültülerin dorukta olacağı nisan ayında, böylesi bir filmin salonlarda olması ülkemiz için büyük şans değil miydi?.
Şimdi anladınız mı, neden "Nisan" geri zekalılar?.