"III. Haçlı Seferi'nin son hükümdarı Alman İmparatoru Frederich Barbarossa, kendine özgü bir kişiliği olan hükümdardır. Aniden sinirlenip bütün köprüleri atan birisidir. Ne zaman dosttur, ne zaman düşmandır anlaşılamaz.
Bütün sefer boyunca davranışları ile bunu ispat eder. Gerçekten sefer de, seferin sonuçları diğer tüm seferlerden farklıdır.
Nedenini yazımızın ikinci bölümünü okuyacak okurlarımız için saklı tutup, Frederich Barbarossa'nın Türk topraklarında 1971 yılında Silifke yakınlarına dikilmiş bir heykelinin olduğunu söyleyelim" diyor, Radi Dikici, Haçlı Seferlerini anlattığı dizinin bu haftaki bölümüne eklediği notta..
***
Alman İmparatoru III. Haçlı Seferine katılan hükümdarların en yaşlısıdır. 67 yaşındadır.
11 Mayıs 1189 günü o zamana kadar önceki iki haçlı seferinde görülmedik bir güçle, yanında oğlu Frederich olduğu halde çoğunluğu asker olmak üzere 100 bin kişiyle yola çıkar. O kara yolunu tercih eder.
Önceden Bizans imparatoru II. Isaak Angelus'u haberdar etmiş ve yol boyunca lojistik destek için bir anlaşmaya varmışlardır.
Ancak Barbarossa iliklerine kadar Bizans İmparatorluğu'ndan nefret etmektedir.
Çünkü o zamanın kurallarına göre bir kral veya imparatorun unvanını kullanması için Roma (Bizans) imparatorunun izni gerekmektedir.
Barbarossa'nın bir unvanı daha vardır: "Kutsal Roma İmparatoru" Ancak bu unvanını Alman sınırları içinde kullanabilmektedir.
Çünkü İmparator Şarlmayn'a, 812 yılında Bizans, daha doğrusu Roma İmparatoru I. Mikail Rangabe tarafından bu şartla verilmiştir.
Kendini çok üstün gören Barbarossa'yı çılgına çeviren dünyada hala tek bir Roma imparatorunun oluşu ve onun da Konstantinople'da ikamet etmesi ve ondan izin almak mecburiyetidir.
Zaten kara yolunu seçmesindeki amaç muhtemelen elinden geldiğince Roma/ Bizans İmparatorluğu'na zarar vermektir. Büyük bir ihtimalle kafasının arkasında, fırsat çıkarsa, belki Konstantinople'u da ele geçirme fikri de vardır.
Hatta seferin ortasında bir kızgınlık anında bunu uygulamak ister ama başarılı olamaz.
Bizans bölgesine girdiklerinde oğlu ve diğer prensler tarafından yönetilen Alman Haçlı ordusu Bizans arazilerinden disiplinli bir şekilde merhale merhale geçişe başlar. Özellikle Balkanlar'dan geçiş sırasında daha önce yapılan anlaşmaya genellikle uyulur. Ta ki Filipe'ye (Plovdiv) gelene kadar. Şehri işgal ederler.
Bizans İmparatoru şehri geri alabilmek için Trakya ordusundan 3 bin kişilik bir birlik gönderir. Esasında savaşmaktan çok şehri teslim almak için gönderilen bu birliği Almanlar yok ederler. Ayrıca Edirne'yi (Adrianopolis) işgal edip, ayrılırken yakarlar.
İmparator II. Isaak Angelus durumun çok tehlikeli bir hal aldığını fark eder. Haçlıları Konstantinople'dan uzak tutmak için, daha çok yardım vaadiyle Çanakkale'den karşıya geçmeye ikna eder.
Neredeyse aradan bir yıla yakın zaman geçmiştir. Bizans'a gelen istihbarat raporuna göre çoğu asker olmak üzere yaklaşık 60 bin kişi karşıya geçmiştir.
Ayrıca kutsal topraklardaki savaşlarda baş rolü oynayacak olan zırhlı birlik yol boyunca çok az kayıp vermiştir.
Alman İmparatoru'nun yolu üzerinde şimdi Selçuklu Devleti vardır. Sultan II.
Kılıçaslan da Almanlara topraklarından geçiş hakkı verir. Para karşılığında da lojistik destek sağlayacaktır.
O sırada Anadolu'da hakimiyet kurmuş olan birkaç Türkmen Beyliği vardır.
Selçuklu topraklarına girene kadar bu beyliklere ait birlikler geceleri Almanlara sürpriz baskınlar yaparak can ve mal kaybına sebep olmaktadırlar.
Mayıs 1190 başlarında Selçuklu topraklarına girince, bu saldırıları Selçukluların yaptığına inanan Barbarossa onlara bir ders vermek ister ve 18 Mayıs Cuma günü Konya'ya saldırır.
Karşı koymak mümkün olmadığı için aynı gün şehri ele geçirir. Bütün gıda maddelerine ve binek hayvanlara el koyar. Ancak Konya'da daha fazla kalmaları mümkün değildir. 5 gün sonra kutsal topraklara varmak için yola çıkarlar.
Barborassa, haziran ayı başlarında güneydeki Ermeni Prensliği'ne ulaşınca yeterli yiyecek desteği alacağından emindir.
12 Haziran 1190 salı günü Prens, onu Silifke'de törenle karşılayacaktır.
Barbarossa'nın yıllar sonra heykelini dikecek Silifke'de..
Haftaya tabii..