Galatasaray Avrupa'dan elenmiş, meteliğe kurşun atarken, milyonla lira gelirden olmakla kalmamış, sportif olarak da yıkılmış..
Annesinin Ligine dönmüş. Orda da iki gün sonra, fevkalade kritik bir Gaziantep deplasmanı var.
Gaflet ve dalalet içindeki yönetim Brüksel ve Antep deplasmanlarının üç gün arası olduğunun farkına dahi varamamış ve Fenerli Yayıncı Kuruluşun tezgahına gelmiş..
Bu ortamda, Yönetim Kurulu toplanıyor.
Bunca hezimetin sorumlusu olduğu aylardır bilinen Prandelli'yi geldikleri gün kovacakken, ortada yiyecek tokat kalmadığı ve camia isyan ettiği için artık mecbur kaldıkları bir kararı alacaklar, muhtemelen..
Yeni Yönetimin göreve geldiği günden beri en önemli toplantısı..
Ve dün gazetelerde okudunuz mu?.
Başkan Duygun Yarsuvat, kim bilir hangi önemli işi var ki, Galatasaray'ın bu hayati toplantısına katılamıyor.
Yöneticiler de, maddi sebeplerle Prandelli'yi kovacak kararı veremiyorlar bir türlü..
Duygun Hoca, telefon ediyor, toplantıya.. "Bulun parayı kovun" diyor..
Hepsi bu.. "Bulun parayı ve kovun!.."
Galatasaray'ın Başkanına ve yönetim şekline bakın ve gelecekten umutlu olun bakalım..
"Bulun" demekle o para bulunuyorsa, geldiğiniz günden beri niye beklediniz?. İlle de Avrupa'dan elenmek şart mıydı?.
Yönetim gideceği aylardır belli Prandelli yerine B Planı düşünmeye bile gerek görmemiş. Böyle zavallılık olur mu?.
Bu kulüp yönetilse, İtalyan çıkarken yenisi gelir, göreve başlardı. "Yönetici" ne demek?. "Yönetim" ne demek?.
Bunların içinde bir tane "Yönetici" olduğunu iddia edebilir misiniz, kader toplantısına katılma zahmetine bile girmeyip "Bul parayı, kov İtalyan'ı" diye emir veren Başkan dahil..
Vah benim Sevgili Galatasarayım!.
Kimlerin eline kaldın ve ne hallere düştün?.
Dazlakların oyuncağı olan Kongre iftihar etsin!.
Fenerli medyanın gazına gelerek, en değerli futbolcularını ıslıkla, yuhla çökerten Ultraslan da kına yaksın!..