Pazar gecesi milli maçın ardından Arena Stadyumu önünde görevlerini yapmak üzere bekleyen foto muhabirlerine, 8 kişi saldırdı. Görüntüleri günlerdir, ekranlarda izliyorsunuz.
Bir yerden emir aldıkları ve görevlendirildikleri açık bu örgütlü çete, meslektaşlarımızı yumrukladı, yere düşenleri tekmeledi. Öldüresiye dövdü. Ölüm de olabilirdi. Savcılık, bu "Örgütlü" saldırıya katılan 8 kişiyi tutuklama değil, "Adli Kontrol" talebi ile mahkemeye sevk etti.
Nöbetçi mahkeme, adli kontrole dahi gerek görmedi ve daha o gece bitmeden hepsini serbest bıraktı.
Emniyet Müdürlüğü, savcılığa yolladığı sekiz kişiden beşi hakkında, 6222 sayılı Sporda Şiddetle Mücadele Yasası kapsamında bir yıl müsabakalardan men etti. Hepsi o..
Cezalı kulüp başkanının hem soyunma odası koridorlarında hakem yolu kestiği ülkemizde, bu cezanın nasıl uygulanacağı, nasıl izleneceği hakkında fikriniz vardır sanırım.
Yani..
Yanisi açık, sevgili okurlar..
Türkiye Cumhuriyeti'nde gazeteci linç etmek, serbest!.
Örgütlü bir gazetecileri insanları öldüresiye dövmesi serbest..
Örgütlü bir çetenin "Anayasa teminatı" altındaki basın özgürlüğünü tuzla buz etmesi serbest.
Örgütlü bir çetenin Anayasa koruması altındaki "Halkın haber alma hakkı"nı hiçe sayması serbest. Yani örgütlü bir çetenin Anayasa'nın "Temel Haklar" hükümlerini, Türk Ceza Kanununu, 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası'nı ihlal etmesi serbest..
Ama dünkü gazetelerde okudunuz mu?. Haber kanallarında izlediniz mi?.
Bir ortaokul öğrencisinin, bir başka arkadaşıyla iş birliği yaparak, gene arkadaşları bir üçüncü öğrenciden 3 (yazı ile üç) lira almaları, örgütlü gasp.
Bu öğrenci şimdi, hapiste.. Çünkü 4 yıla mahkûm oldu. Parası alınan öğrenci şikâyetçi olmadığını, mahkemeye hem sözle, hem yazı ile bildirdiği halde mahkûm oldu.
Çünkü okul arkadaşının üç lirasını almak, kamu suçu.. Şikâyet gerekmez.
Ülkemin "Adalet" anlayışına ve işleyişine bakar mısınız?
3 lira için, orta okul öğrencisine 4 yıl hapis..
Stat önünde görev yapan gazetecilere "Çete halinde" saldırıp linç etme, serbest..

Arena gecesi yaşadığımız dehşeti Türkiye Spor Yazarları Derneği bir bildiri ile kınadı. Dehşetin, vahşetin boyutlarını çok iyi anlatan bu bildirinin ilgili bölümlerini buraya aynen alıyorum. Buyrun..
"Dün arkadaşlarımıza atılan o tekmeler, yumruklar o darp edilmeler, öldüresiye hamleler, sadece Metin Karabaş'a, Saycan Sayım'a, Gökhan Kılınçer'e, Murat Akbaş'a, Uğraş Özyurt'a değil, Spor Basınına yapılmış en terbiyesiz, en adi, en çirkin saldırıdır.
Bu olayların faillerinden 8 kişi, Emniyet Birimleri ile yapılan görüşmeler sonunda, gözaltına alınmış, haklarında gerekli işlemler başlatılmıştır.
Karşılaşma sonrası meslektaşlarımızın uğradığı saldırı, artık güvenlik denilen bir mekanizmanın ayaklar altına alındığı bir vahşete bürünmüştür. Yerde yatan bir meslektaşımızın kafasını tekmeleyen insanlar, ne polis, ne özel güvenlikçi, ne taraftar her kim olursa olsun, terör odaklı birer militandır. Bunları kınamıyoruz. Bu zavallıları bu ülkenin Adalet dağıtıcıların ellerinde nasıl bir cezaya çarptırıldıklarını görmek istiyoruz.
Her fırsatta hedef gösterilen meslektaşlarımızın böylesine bir saldırının ortasında kalıp halen yaşamlarını sağ olarak sürdürebilmeleri ise, onların birer şansından başka bir şey değildir.
Kınıyoruz olmuyor.
Bildiri yayınlıyoruz olmuyor.
Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın TBMM Başkanı, Sayın Başbakan, Sayın Bakanlar, Sayın Milletvekilleri.
Söyler misiniz biz ne yapacağız?
Söyler misiniz, bu işin sonu nereye varacak?
Söyler misiniz can güvenliğimiz konusunda başvuracağımız yeni mercilerin adresi var mıdır?
Var mı bir çözüm öneriniz?"