Notre Dame de Sion, benim için tatlı gençlik anılarıdır.. Kadıköy Altıyol'dan Moda İskelesine yürürdük, Notre Dame de Sion Kızlarını getiren vapuru karşılamak için, akşam üzerleri.. Nasıl havalı inerlerdi gemiden ve nasıl havalı yürürlerdi..
Çağ Erçağ "Perşembe gecesi Notre Dame de Sion'da konserimiz var" deyince o anılar içinde koştum ve Cüneyt Ağbimin ofisinin yanında olduğu için önünden bin defa geçtiğim binaya ilk defa girdim. Buram buram tarih kokuyor.. Bir sergi holünün içinden geçip orta avluya girdik. Öbür tarafında eski chapel var, kurulduğu zaman görev yapan rahibeler içinmiş. Şimdi şirin bir konser salonu olmuş ve her perşembe de bir etkinlik varmış.
O gece harikaydı. Nasıl olmasın.. Borusan Kuartet ile Gülsin Onay..
Önce benim, artık "Evlatlarım" dediğim Esen, Olgu, Çağ ve Efdal, geçen yıl boyu tümünü seslendirdikleri Beethoven Kuartetlerinin 5 numaralısını çaldılar. Harikaydılar. Hele de o bayıldığım üçüncü bölüm..
Sonra dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay.. O da Beethoven çaldı. 21 nolu sonat..
..Ve sonra, beşi bir araya geldiler, "Beşi Bir Yerde" oldular bir Schumann Kenteti seslendirdiler ki..
Teşekkürler Dame de Sion'a.. Teşekkürler de.. Konserler sanki daha erken başlayıp, daha erken bitse de, salonun yarısından fazlası öğrenciler olsa keşke, diye düşünüyorum.. Bir lise öğrencisi için gece onda biten konser, hele İstanbul'da zor değil mi?.