Klasikleri bir yana koyarsak, nihayet içime sinen bir konser izledim, o yüzden "Yaşa Ferhat" diye bağırıyorum.. Gitmediklerim, gidemediklerim de var tabii. Ben kendi gidebildiklerim için konuşuyorum..
Ferhat Göçer, Nessun Dorma ile başlayıp, her türlü müziğe yatkın sesini çok iyi kullanacağı bir harika repertuar yapmış.. Opera aryaları söyledi.. Napolitenler söyledi.. Klasik Türk Müziği söyledi, Eskisinden, yenisinden türküler söyledi, pop söyledi, rock söyledi.. Söylemedik tür bırakmadı..
Bir de hemen yanımda oturan Hülya Koçyiğit'e bir sürpriz yaptı.. Türk sinemasının yüzüncü yılı ya!.. Hülya'nın tüm filmlerinin arasına dalmış, onun şarkı söylediği filmlerden 5 dakikalık bir potpori klip yapmış, büyük ekrana verdi. Sonra şaşkın Hülya'yı elinden tutup sahneye aldı..
Ayağında Nike ketsleri, Hülya "Haberim olsa önünüze böyle çıkar mıydım" derken öyle şekerdi ki?. Ferhat bir de onunla düet yaptı..
Arkasında harika müzisyenler vardı.. Sağda bir oda orkestrası.. Solda bir pop gurubu.. Onların önünde de üç müthiş Türk sazı..
Harika bir kanun Bahadır Şener.. Harika bir klarnet Şükrü Kabacı ve olağanüstü bir üflemeli.. Duduk, kaval, ney ve de Balaban.. Hele de o balaban solosuyla Gürkan Çakmak!.
Araya serpiştirdiği anıları, şakaları ile, unutulmaz bir Açık Hava Gecesi yaşadık, Ferhat'la!..
Bu konserin DVD'si piyasaya çıkmalı.. Andre Rieu konserlerinden aşağı kalır yanı yoktu ki!.. Andre'nin bende ondan fazla konser DVD'si var.. Ferhat'ın bir tane yok?. Niye?..