Ne şirin dostumdu o.. Ne tatlı dostlarımdı onlar, karı koca!..
Yalçın Otağı ve Sevgili eşi Lale Belkıs!.. Nasıl sanatseverdiler ikisi de.. Kendileri de harika sanatçılardı aslında..
Emekli olunca, bu defa, seyirci olmuşlardı.. İzlemeye koştuğum hemen her sanat olayında görürdüm onları yanyana.. Elele!.. Yalçın, hastalanıp İstanbul'u terk edene kadar..
Datça'ya yerleştiklerini duymuştum.. Sonra da Yalçın'ı kaybettiğimizi..
Gazinolar devrinin yıldızıydı onlar.. Ateş Böcekleri.. Ercan ve Yalçın, Maksim'in her programının değişmez yıldızlarıydı. Assolist, alt solist değişir, onlar değişmezdi. Komedyendi onlar çünkü..
Fahrettin Aslan akıllı adamdı, Dünyanın her yerinde, kulüp şovlarında komedyenlerin niye olduğunu biliyordu. Komedyen bir taşla iki kuş demekti. Hem yüksek hacimli müzikten yorulan kafalar için bir dinlenme arası verilecek, hem de insanlar en büyük ihtiyaç, gülme, hatta kahkaha atma ile baş başa kalacaklardı..
Kadınlar dahil, tabii..
Bal Arıları vardı bir.. Bir de bu Ateş Böcekleri işte.. Sonra Uğur Dündar televizyonda kendi eğlence şovu için bir gurup kurmuştu..
Uğur Böcekleri diye.. Sonra sayılar arttı.. Nokta ile Virgül geldi.. Başkaları geldi.. Ama "Gazino" işi bitince hepsi bitti.
Yalçın'ın, gülmeyi nerdeyse unutur, hatta ayıplar olduğumuz bugünlerde, ölümü ile, giderayak bir şeyler mi demek istedi acaba bizlere.. Birilerine..
Güle güle, Yalçın!..
Başın sağolsun Lale!. Başın sağ olsun Ercan ve de tüm sevenleri..