Cumartesi gecesi Harbiye'de Ferhat Göçer konserindeyiz. Ferhat, tribünlerin uyarladığı bir popüler şarkıyı söyleyecek.. Sordu..
"Beşiktaşlılar?.."
Bir hafif alkış..
"Fenerliler?.."
Biraz daha güçlü..
"Galatasaraylılar!.."
Yıkıldı Harbiye!.. İlk ikisinin toplamı kadar nerdeyse..
Yani Galatasaraylılar, Ünal Aysal'ın tüm çabalarına rağmen hala çoğunluktalar..
Ertesi akşam, pazartesi gecesi, haftaya Süper Kupa'da ezeli rakibi Fenerbahçe ile oynayacak, öbür hafta da lige girecek Galatasaray'ın son hazırlık maçını izledik.
Bir defa yayın iğrenç!.
Yani saha kenarından biri cep telefonu ile gönderse görüntüleri daha iyi olur.. Koskoca (!) Galatasaray, bu ülkede milyonlarca taraftarı ve seyircisi olan, (hala olan) Galatasaray, bu maçını pazarlamayı becerememiş.. Bu ülkede bunca spor kanalı varken.. Kanallar arası bunca rekabet varken.. Galatasaray'ın hele (Kendisi olunca işin içinde) nasıl da büyük iş adamı patronu varken, maçını pazarlayamıyor, milyonla borç içindeki kulüp, iyi mi?..
Yayın tek kamera ile yapılıyor. Galatasaray TV veriyor.. Görüntüler flu.. İkide birde donuyor. Durmadan, duran ve atlayan görüntülerle gözümüz bozularak bakmaya çalışıyoruz.
Avrupa Birliği'nin merkezi Brüksel burası. Teknolojinin daniskası var. Ünal Aysal holdingin de merkezi.. Aysal'ın aslında birinci vatanı..
Yani Ünal Aysal, beş dakikasını ayırıp ilgilense, üç kuruş verse, tekniğin en ilerisi ile maç, bu ülkede ekran başında söverek oturan taraftara, adam gibi bir yayınla ulaşır..
Ama dedim ya.. Umurunda değil, Galatasaray taraftarı da, sözüm ona başkanın..
Galatasaray'da Derwall'den başlayarak gelenektir. Takım, birbirinden güçlü rakiplerle oynayarak hazırlanır lige.. Aysal'ın allem edip, kallem edip gönderdiği Fatih Terim geçen yaz ne takımlar seçmişti, takımı hazırlamak için.. En zayıfı Napoli olan.. Arsenal'le biten.. Bu yıl dandiksporlarla oynayan Galatasaray'ın son rakibi ise, Belçika İkinci Liginden, iyi mi?..
Fenerbahçe maçı öncesi, son hazırlık bu düzeyde bir takımla mı yapılır?.
Takım kimin umurunda..
Bütün servetini Belçika'da yapan Ünal Aysal, birinci vatanında şov yapacak ya.. Maksat o.. Kim düşünür Galatasaray'ı..
Utanmadan, sıkılmadan çıktı bir de "Başlama Vuruşu" yaptı..
Galatasaray'ın neye kurban olduğunu bir daha kanıtlayarak..
Ünal Aysal, kameraları sevdi. Onların getirdiği şöhret, adamda Bonzai'dan beter tutkunluk yarattı. Her şeyi ama her şeyi, manşetlerde onun adı, ekranlarda onun görüntüsü olsun diye yapıyor.. Önüne geçecek gibi olanı temizliyor.. Sabri dahil..
Boğazına kadar borca batmış Galatasaray çöküyor, oyuncağı haline getirdiği futbol takımı dökülüyor, zerre umurunda değil..
Yarın o "Dökülen" futbol takımını anlatacağım!..