Efendim, "Hangi Erdoğan" demekte haklısınız.. Ülkemizde en yaygın soyadlarından biridir ve bu soyadında pek çok ünlü vardır. Benim mektubum en popüler olana.. Tahmin ettiniz..
Recep Tayyip Erdoğan'a!..
Ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a değil..
Cumhurbaşkanı Adayı Recep Tayyip Erdoğan'a hiç değil..
Benimle ortak yanı olan bir Recep Tayyip Erdoğan var, ona..
Hıncal Uluç'la Recep Tayyip Erdoğan'ın ortak yanı mı nedir?.
İkimiz de İstanbul Trafik Vakfı Kurucu üyesiyiz.. 101 Kurucu üyeden ikisiyiz yani.. Aslında vakfı kuran, nurlar içinde yatsın, sevgili dostum, can kardeşim Sakıp Ağamdı.. Sakıp Sabancı..
İstanbul'un her gün daha içinden çıkılmaz hale gelen trafiğine yardımcı olmak üzere bu vakfı dostlarıyla kurmuştu.
İnan Kıraç, Jak Kamhi gibi en önde gelen iş adamları, Barış Manço gibi ünlü sanatçıları özenle seçmişti, vakfın kuruluş finansmanını temin etmek ve kısa zamanda popüler olmasını sağlamak için. Ben, trafikle en çok uğraşan yazar ve Ağa'nın yakın dostu olarak seçilmiştim.
Ağam, vakfın gücünün de olmasını istiyordu. O yüzden, zamanın İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Emniyet Müdürü Necdet Menzir de kurucular içine girdiler..
..Ve tabii, İstanbul Belediye Başkanı da..
Kimdi o zaman?.
Recep Tayyip Erdoğan!..

***
O günlerde İstanbul Otoparkları mafya babalarının tetikçi besledikleri yerlerdi. Ya da doğrudan yerel mafya bozuntuları tarafından işletiliyordu. Ne makbuz, ne fiyat listesi.. Alenen haraç..
Ortaköy de, Ertekin'in karşısındaki otoparkta her gece silahlar patlar, durmadan önümüzden karga tulumba, yaralılar taşınırdı, ambülansa..Çünkü West Side Story gibi, Ortaköy çeteleri otopark haracı için savaşırlardı.
Zamanın Valisi, Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürü'nün katkılarıyla, bütün bu oto parklar, İstanbul Trafik Vakfına tahsis edildi.
Mafya bozuntuları bunları tehdit falan da etmesin diye, hepsinde emekli polisler görevlendirildi ve huzur geldi..
***
Şimdi İstanbul'un en bela yollarından biridir, Karaköy'den, Sarıyer'e uzanan cadde.. Boğaz kenarı olduğu için arabasına atlayıp dolaşmaya inenler, sahil boyu yer alan restoran, kahvelere oturmak için arabalarını park edenler, balık tutmaya, sağlık koşusu yapmaya gelenlerin arabaları.. Tekne sahiplerinin arabaları..
En belalı yerlerden biri de Ortaköy- Bebek arasıdır.
Bu arada, bir de İstanbul'un en yoğun eğlence ve dinlence yerleri yer alır. Ortaköy Meydanı.. Reina.. Sortie..
SuAda.. Divan tesisleri.. Arnavutköy Balık Restoranları..
Kuruçeşme ve Bebek Parkları.. Say sayabildiğin kadar..
Bu yolda hatta duble park ederler, zaman zaman..
İstanbul Trafik polisi, bunlarla değil, aldığı özel emirle, Hıncal Uluç'un arabasının peşinde olduğu için (Teşekkürler, Sayın Emniyet Müdürüm.. Ne dediğimi anladınız sanırım..) Ortaköy'den Bebek'e bazen iki saatte gidemezsiniz.. Yürüseniz yarım saat..
Bu araya nefes aldıran İstanbul Trafik Vakfının iki oto parkı var.. Ortaköy ve Kuruçeşme..
Sortie'ye giderken arabamı Kuruçeşme Parkına bırakırım hep.. Geçen gece girerken, gözüme bir afiş çarptı..
Kuruçeşme Trafik Parkı, konser alanı oluyormuş..
Bre aman!.. Bir yanlışlık olmalı..
Beşiktaş Belediyesinde, İstanbul Belediyesinde dostlar var. Soruşturduk.. "Haberimiz yok" dediler. Peki kimin haberi var?.
Onu da soruşturduk. İnanmak istemiyorum ama, İstanbul Trafiği'ni kurtarmak için kurduğumuz, gelir sağlasın diye, otoparkları ona devrettiğimiz İstanbul Trafik Vakfı, trafikten vaz geçip, ticarete dökmüş işi.. Otoparkı konser alanı olarak kiralamış iyi mi?.
Yani Ortaköy- Bebek arasının en büyük otoparkı kalkıyor, oraya her gece hem de ayni saatlerde binlerce ilave araba toplayıp, hepsini bir anda zaten bu bela yola salacak bir konser alanı yerleştiriliyor. Yapan da İstanbul Trafik Vakfı, bakar mısınız?.
Ne yapabilirim diye düşünürken, aklıma, benimle birlikte kurduğumuz 101 insanın içinde olan Recep Tayyip Erdoğan geldi..
Böylesi akıllara seza bir emrivakiye, olsa olsa,o engel olabilir diye düşündüm..
Haksız mıyım?.