Bayramın gelmesini nasıl iple çekerdik ağabeyimle, çocukken..
Bayram, "Bayram yeri" demekti çünkü..
Bayram yerinde salıncak vardı..
Tahterevalli vardı.. Atlıkarınca, dönme dolap vardı.. Atlıkarınca dediğim beş metre çapı ya var, ya yok.. Atlar var, tahta.. Biniyor, dönüyorsun..
Dönme dolap dediğin de, en fazla üç dört insan boyu.. Beş kuruş veriyorsun..
İstediğine biniyorsun.. Kulağın işleten delikanlıda.. "Yandı.. Yandı.." diye bağırdı mı, keyif bitti demek.. Hadi bir beş kuruş daha.. Bayram harçlıkları babamdan birinci gün için birer lira, öteki günler 50'şer kuruş olunca, bayağı eğlenirdik..
O sıralar kulağıma çalınmaya başladı..
Ankara'da bir lunapark varmış.. Bu bayram yerindekilerin ne büyükleri, ne harikaları orda varmış, hem de her gün..
LunaPark'ı ilk gördüğümde orta son öğrencisiydim.. Ankara'da Gençlik Parkı içindeki LunaPark, üniversiteyi bitirene, hatta ötesinde özellikle yaz geceleri mahalle eğlencemiz oldu. Toplanır gider, çığlık çığlığa eğlenirdik, hele de çarpışan otolarda..
O sıralar işte, masal gibi duymaya başladık..
Amerika'da Disneyland diye bir yer açılmış.. Tam bir masal ve heyecan ülkesiymiş..
Hele bir roller coaster varmış ki, yani ya, o hızla ve dönerek inip çıkan hızlı trenler, kalp dayanmazmış..
Nihayet Disneyland'a gittiğimde, yıl 1977 idi. Yani 38 yaşındaydım.. Los Angeles'ta Holly ile gitmiştik.. Güneşin altında tam 1.5 saat sırada beklemiştim, Roller Coaster için, tek başıma..
Uçağa binmekten korkan Holly biner mi?. Sıra tam bana geldi ki, gişenin yanında koca bir yazı.. "Kalbinden endişesi olanlar binmesin.."
Benim de o sırada ara ara gelen çarpıntılarım var, doktorların bir türlü çözemedikleri.. (Sonra sorunun kalpte olmadığı anlaşıldı. Diyaframda delik varmış.) Gel de bin.. Geri döndüm. Karaip Korsanları'na bindik.. Hani şu Johnny Depp'li filmler ordan çıkma işte.. Harika bir gün geçirdik..
Sonra Disneyland, DisneyWorld adı ile Orlando'da da açıldı. Oraya da gittim..
EuroDisney açtılar, Paris'te.. Oraya da..
Ama hepsi 40 yaşından sonra..
Bütün bunları niye anlattım..
Artık bunları yaşamak için 40 yaşlarına kadar beklemenize, büyük paralara sahip olmanıza gerek yok.. Disneylandlerden hiç aşağı kalmayan bir harika park, İstanbul'da açıldı. Vialand!.. İki yıl mı oluyor ne, daha etraf kazılırken gitmiş, bana gösterdikleri maket üzerinden size anlatmıştım..
Şimdi açmışlar.. Bizim Sky TV'de, Yaşamdan Dakikalar Müdürümüz Tolga da, ayrılıp Vialand'in başına geçmemiş mi? Kalktık gittik, Nebil ve Sunay'la, kutlamak için.... Maketten biliyorum ama aslını görmek başka..
İnanın, DisneyLand'dan aşağı kalır tarafı yok, İstanbul'daki parkın.. Benim DisneyLand'da binemediğim roller coaster dahil.. 3 saniyede 110 kilometre hıza ulaşan ve tepe taklak dönüşlerle adrenalini zirvelere vurduran "Nefes Kesen" dahil.. Ben gene binemem herhalde.. Bu defa da yaş geçti.. Daha dayanılır olanı "Maceraperest!.." Bu 80 kilometre hızla 20 metreye ulaşıyor ve öyle 360 derece dönüşleri yok. Hızlı düşüşler var ama..
Çılgın Nehir, bir şelalenin ortasında 470 metre süren bir rafting macerası.. İçinde bulunduğunuz tramvayı iki eli ile kucaklayıp sallayan King Kong da var.. Ve tabii, Safari Tüneli.. Ve de Zindan.. İki heyecan ve korku tüneli.. Fatih'in İstanbul'u Fethi, canlı gösteriyle.. Daha neler neler var, internetten girip ayrıntıları bulabilirsiniz..
Başta İstanbul Sokağı, yani eski İstanbul Sokağı olmak üzere dinlenme ve yemek, kahve merkezleri.. Büyük bir Alış Veriş Merkezi ve İstanbul dışından gelenler için şık bir otel.. Çok geniş ve rahat oto park..
Yani çocuklarınıza tam bir bayram yaptırmak, siz de, hayal bile edemediğiniz bir çocukluğu baştan yaşamak istiyorsanız, bu bayram tatilinde ViaLand'i düşünün mutlak ailenizle.. Bir gün yetmeyebilir, ona göre..
ViaLand'i dolaşırken nasıl gurur duydum..
Paris- Tokyo arasındaki en büyük eğlence, dinlence parkı burası..
Ülkemde ve İstanbul'umda..