Bu "Dişi"lerden nefret ediyorum.. Yok canım, kadın düşmanı falan değilim... Dişi dediğim dişi yazı.. Yani sayfayı hazırlayan ressamın kendi kendini tatmin uğruna yazarın emeğini ve okuyanın keyfini piç etmesi..
Hürriyet'le uğraşıyordum, benim gazetem de başladı. Geçen gün, yazılarını severek okuduğum Mevlut Tezel'in köşesini okurken, Günaydın ekini öfkeyle fırlattım elimden. Bir yazısının tümünü, iğrenç bir kirli mavi içine beyaz yazmışlar. Baskı da hafif kaymış.. Hadi okuyabilirsen oku..
Kimin umurunda.. Ressam efendi sayfaya bakar.. "Şuraya bir gölge gerek.." Hadi kahrolsun yazı..
Yahu, yazının altına fon at, ille de o Allahın belası boyalı basın merakın tatmin olacaksa.. Ama okumayı nerdeyse imkansız hale getirme..
Dişi başlık hadi neyse.. Ama yazının tümü dişi olur mu?. Yazı, okunmaz olur mu?.
Beddua günahmış öğrendik.. Mubahale mi, nedir, ondan mı etsek acaba?.