Erman (Yerdelen) yemek için çatalı ele almışken "Uğur Gümüştekin'i kaybettik" deyince öyle kalakaldım..
Yahu ne biçim insanız biz!..
Tam 40 yıllık, fazlası var, eksiği yok dost.. Cüneyt Ağabey (Koryürek) tanıştırmıştı. Nasıl yakınlaşmış, candanlaşmıştık.. Delta'da, seyahatlerde, günler, geceler ne buluşmalar, ne sohbetler..
Öyle severdim ki..
Sonra koptuk..
Hani, "Orda bir dost var uzakta" vardır ya.. Hani zaman zaman aklınıza gelir "Yahu nerelerde acaba, şunu bir arayayım" dersiniz ya.. Hani dediğinizle kalır, durmadan ertelersiniz ya, hem de Allahın günü okurlarına "Hayatı ertelemeyin" diye öğütler veren bir talkıncı olarak..
Ama Uğur'da da kabahat var.. Kızı bizim gazetedeymiş meğer, ölüm ilanında gördüm..
Yahu insan "Kız, şu Hıncal'la beni bir buluştur" demez mi, "Biz 40 yıllık dostuz!.."
Buluştuk sonunda.. Yıldız Hamidiye Camisi'nin avlusunda..
Cenaze Kokteyllerinde buluşmamız sıklaştı iyice..
Uğur'u uğurlarken, 40 yıldır görmediğim kimleri gördüm..
"Aman ihmal etmeyelim, mutlak görüşelim" diye sözleştik, o avludan çıkınca unutacağımızı bile bile..
Ama görüşeceğimiz kesin.. Cami avlusu mu yok?..