Yunus Akgül'ün kim olduğunu biliyorum tabii.. Gençlik ve Spor Genel Müdürü..
Yani Türk sporunun bir numaralı bürokratı.. Ama kendisi bunu biliyor mu?.. İşte bundan pek emin değilim..
Üzerlerinde, devlet adına, gözetim ve denetim yetkisinin bulunduğu federasyonlara karşı tavırlarındaki açık seçik kişisel tercihler, bu makamda oturmaya ne derece layık olduğunu düşündürmeye başladı.
Avusturya Milli maçında bir protokol skandalı yaşandı. Protokol tribününün ön sırası, Yunus Akgül ve onun seçtiklerine ayrılıp, Federasyon Başkanı kenara itilince, Mahmut Özgener tokat bir tepki gösterdi ve tribünü terk etti.
Akgül'ün yanıtını gazetelerde okuduk..
"Özgener, bakanların yanında görünmek istemiş olabilir. Federasyon Başkanlığı seçimi yaklaşıyor ya.."
Günlerce, tekzip, açıklama bekledim. Akgül'ün isterse "Anında tekzip" mekanizması var, yakından biliyorum. Çıt çıkmadı.
Ayıba bakar mısınız?.
Milli maçlarda ev sahipleri federasyon başkanlarıdır. Protokol tribününün göbeğinde ev sahibi ve konuk federasyon başkanları yan yana otururlar. Dünyanın her yerinde böyledir.
Türkiye'de de böyledir. Cemal Ersen, Milliyet'te 12 Mart 2010 tarihli yönetmeliğin 5'inci maddesi, 2'nci fıkrasını yazdı. "Milli maçlarda protokol tribünü, Türkiye Futbol Federasyonu tarafından düzenlenir."
Yani uluslararası gelenekler de, ülkenin yasal kuralları da açık. Protokol tribününde kimin nereye oturacağına karar verecek kişi Mahmut Özgener.. Ama, Yunus Akgül nam zat işe el koymuş. Kendi keyfine göre düzen yapmış. Sonra da "Sayın Özgener'in herhalde seçimler öncesi değerli bakanlarımızla yan yana oturma, yan yana görülme gibi bir beklentisi vardı" diyor..
Kafaya bakar mısınız?.
Yunus Akgül kardeşim.. Orhan Şeref Apak'ın federasyon başkanı olduğu dönemden üç bakan adı sayar mısınız?. Sayabilen çıkar mı?. Ya da Hasan Polat'ın mesela?.. Ulvi Yenal'ın?..
Bunlar ölmez isimler.. Bakanlar gelir gider.. Ama futbolun başındakiler unutulmaz.. Sadece bizde değil.. Dünyada böyle..
Bana bir Brezilya Cumhurbaşkanı adı söyleyebilir misin?. Ama Havalange'ı çocuklar bile bilir..
Patron Ahmet Çalık'la bir sohbetimizde, yakın dostu Japon Maliye Bakanı'nı bir gün karşısında Futbol Federasyonu Başkanı olarak görünce şaşırdığını, Japon dostunun "Şaşırma..
Bu çok daha önemli, çok daha popüler bir iş" dediğini anlatmıştı.
Sandığınızın tam tersine, siyasiler, Federasyon Başkanları'nın yanında görülmek isterler aslında, biliyor musunuz?.
Şimdi Mahmut Özgener'i küçümseyen, aşağılayan bu Genel Müdür, Basketbol Federasyonu Başkanı Turgay Demirel'in nerdeyse kankası.. O "Gel" deyince peşine takılıp Amerikalara gidiyor. "Sus" deyince de susup oturuyor.
Basketbol Milli Takımı Dünya İkincisi olunca, Başbakan katkısı olanlara toplam 28.5 milyon lira prim vaat etti.
Akgül, anında federasyon emrine 70 milyon lira göndertti. Niye 70?. Bilmiyoruz.
Onun hesabını basketbol kongresi sorar..
Ben işin içinde Başbakan'ın adı olduğu için 28.5 milyonun hesabının peşindeyim.
Aradan aylar geçti. 28.5 milyonun akıbeti belli olmadı. Bu paranın faizi bile büyük rakam.. Dedikodular başladı. Sonunda dağıtıldığı söylendi ama liste açıklanmadı. Dedikodular iyice büyüdü.. Yazılı sorduk.. Tısss.. Ekranlarda sorduk.. Tısss.. Demirel akçalı işte, çok çirkin dedikodulara rağmen susuyordu.
Bir açıklama her şeyi bıçak gibi kesecekken susuyordu. Niye açıklamıyordu?. Korktuğu, çekindiği bir şey mi vardı?. Dedikoducular kulaklara akıl almaz şeyler fısıldamaya başladılar.. Demirel susmaya devam etti.
Bunun üzerine parayı veren Yunus Akgül'e başvurduk..
"Halkın vergilerini, kime nasıl dağıttınız, siz açıklayın" diye..
Akgül de bu açık seçik ve net soruya yanıt verme yerine kaçamakları tercih etti.
Sanıyor ki, susarsa, unutulur..
Yanıldığı.. Ben balık hafızalı gazetecilerden değilim.. Sonuç almadan peşini bırakmam..
Şimdi, sıra Meclis'te.. Konu Meclis'e gelirse, Spor Bakanı Faruk Özak'ın yanıt vereceği bir soru önergesine dönüşürse, Turgay Demirel, 28.5 milyon lirayı kimlere dağıttığını imzalı belgelerle sunmak zorunda kalır.. Böylece mesela Hidayet'e ne, malzemeciye ne ödendiğini, bu 28.5 milyondan kimlerin pay aldığını öğreniriz.
Şampiyonanın ulaşım sponsoru Mercedes, federasyon emrine tahsis ettiği arabaları geri almamış.
Onlar bugün kimlerin elinde, onu da öğreniriz belki..
Meclis'te en yakından tanıdığım kişi, nazımın geçeceği kişi, bizim mahallenin küçüklerinden Şahin Mengü.. Üstelik ağbisi, yakın arkadaşım Tevfik gibi iyi sporcuydu. İşleri yoğun şu sıralar biliyorum. Ama, bir soru önergesi yazıp, başkanlığa sunmak fazla vaktini almaz sanırım.
Sevgili Şahin, bu işi bitir, lütfen!..