Geçen hafta çok keyifli saatler geçirdim, iki kampüste..
İlki Kültür Üniversitesi'ndeydi..
Eve geldim ki, tele sekreterde bir not.. Sevgili dostum, devlet sanatçısı Mesut İktu'dan.. İstanbul Devlet Operası Genel Sanat Yönetmeni iken, Ağır Roman, Folklorama gibi muhteşem yerli yapımları kazandıran adam.. Folklorama yıllarca kapalı gişe oynadı. Hâlâ da oynardı, ama AKM kapanınca, yer sıkıntısı başladı..
Mesut Hoca "Ben Kültür Üniversitesi'ne geçtim" diyor.. Mimar Sinan'dan ayrılmış. Kültür'ün "Sanat ve Tasarım Fakültesi, Sanat Yönetimi Bölüm Başkanı" olmuş.
"Senin Folklorama Kültür Üniversitesi'nde, mutlak gel" diyor.. Bir de ekleme yapmış notunun arkasına.. "Söz, Fener- Galatasaray maçından söz etmeyeceğim.."
Mesut Hoca fanatik Fenerli.. Çok şakalaşırız bu konuda..
Koşa koşa gittim tabii.. 2003 yılından beri kaç kez izledim Folklorama'yı.. Tekirdağ'a, Adapazarı'na gittim, ekiple beraber.. Öylesine sevdim.. Şimdi Kültür'e gitmem mi?.
Biraz erken de gittik. Hoca öğrencilerle kantinde bekliyor bizi.. Ünal girerken, üniversite çağlarımızın nostaljisi piramit pastalara takıldı. Ismarladık. İki koca tabak geldi. Piramitler büyümüş..
Ünal dilimledi.. "Buyrun çocuklar" dedi.. Kimse elini sürmüyor. Konserin başlamasına beş dakika kaldı. Mesut Hoca sözünü tutuyor, lafı Arena'da kazandıkları maça getirmiyor. Ama şeytan beni dürttü..
"Hadi, çocuklar" dedim.. "Pasta yemeyen Fenerli olsun.."
Beş saniye sonra tertemizdi tabaklar.. Hocama göz kırptım. İçeri girdik ve Folklorama başladı..
Serdar Yalçın'ın harika düzenlemeleriyle, muhteşem türkülerimiz başladı.. Sönmez Tuygun'un o enfes stilize koreografisiyle, danslarımızla başladı..
Ruhsar Öcal, Deniz Likos, Özlem Soydan, Zafer Erdaş, Hüseyin Likos ve Bülent Atak harikalar yarattılar gene.. Zafer'in Sarı Gelin'i beni bir kez daha ağlattı.. Ve de bu Sarı Gelin'de Turgut Aktaş'ın klarnet solosuna bir daha öldüm.. Mesut Hoca kulağıma eğildi.. "Çaykovski'yi de bu kadar güzel çalar" dedi..
Kültür Üniversitesi'ne bugün, bir daha gideceğim. Bu defa Fazıl Say gecesi düzenlemişler.. Gene unutulmaz saatler geçireceğimi biliyorum.
Ziyaret ettiğim ikinci Üniversite İTÜ'ydü. İstanbul Teknik Üniversitesi.. Onu da yarın anlatayım artık..