Sevgili Yüksel Aytuğ, KanalTürk'ün Galatasaray- Buca maçı naklen yayınını övmüş dün..
"O yayından sonra benim programım başlıyordu.. !Aman maçın üzerine benim tanıtımı bindirmeyin' diye rica ettim. Ne geri zekalıyım değil mi" diyor şaka ile karışık..
Tam tersine.. Çok akıllısın Yüksel.. Çünkü maç üzerine binen tanıtım ve reklamların nasıl geri teptiğini, nasıl küfürlerle karşılaştığını en iyi bilenlerden biri olma durumundasın..
İkincisi "KanalTürk maçı çok iyi yayınladı. Ayrıntıları bile yakaladı" deyip, örnek veriyorsun..
Rijkaard kenardan hakeme maçın bittiğini işaret ediyor "Bir Dakka geçti, Hoca" diyormuş..
O maçın spikerinin yanlış yorumu Yüksel..
Rijkaard eliyle "1" işareti yaparken, 3 dakika uzatılan maçın 92'nci dakikası oynanıyordu ve Galatasaray Hocası oyuncularına önce eliyle "Bir" işareti yapıyor, sonra da iki elini açık olarak öne uzatıp yere doğru indirip kaldırıyordu..
Bir insan eğer futbol cahili değilse, ki maç anlattığına göre olmaması gerek, bu hareketin "Bir dakika kaldı.. Topa basın" demek olduğunu bilir.. Muhatabı da hakem değil, kendi oyuncularıdır..
Hakeme "Maç bitti, Hoca" itirazı ise, saat göstererek yapılır!..
Yani Rijkaard hakeme "1 dakika geçti" demiyor. Oyuncularına "Bir dakika kaldı" diyor.. Gene tam tersine..
(Görüntüleri beraber izleyelim mi, Yüksel?..")