29 Ekim gecesi Kadıköy'e gittim.. Muhteşem bir Köprü manzarası.. Lazer ışıkları İstanbul göklerini tarıyor.. Yüzlerce, binlerce havai fişek, gökte bir rüya alemi yaratıyor.. Yıllar yıllar evvel, Kenan'la (Onuk) Sydney'de o ünü Opera binasının bahçesine oturmuş, köprü üzerinde düzenlenen ışık ve havai fişek gösterisine hayran hayran bakmıştık, Olimpiyat kapanırken.. "Biz de ne zaman olacak böyle şeyler" dedi Kenan..
İşte oluyor.. Boğaz'ın iki yanına toplanmış binlerce, onbinlerce insan coşku içinde izliyor..
Bağdat Caddesi, cadde olmaktan çıkmış.. Kıpkızıl bir nehir akıyor yerinde.. İnsanlar sokağa dökülmüşler.. Hepsinin elinde birer bayrak.. Al bayrak..
Mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü, şimdi Bağdat Caddesi'nde sel olmuş.. Binler.. Onbinler..
"Cumhuriyet" diye bağırıyorlar, ses tellerinin tüm gücü ile.. "Atatürk" diye haykırıyorlar..
O ne coşkudur.. O ne kutlamadır.. O ne sahiplenmedir..
"Halk nerede" diyor, Cumhuriyeti, kendisi tepe taklak durduğu için, baş aşağı gören ve ilan eden..
Halk işte burada..
Gördün mü?..
Aralarına karışmaya cesaret edebildin mi?..
29 Ekim gecesi Bağdat Caddesi'ne çıkıp "Cumhuriyet baş aşağı" diyebilmeye yüreğin yetti mi?.