PAZARTESİ gecesi 11. Afife Ödülleri için Lütfi Kırdar'da toplanan yüzler, sunucu Korhan Abay'ın "Sözde değil, özde" deyişine dakikalarca alkış tuttu. Törenin açılış konuşmalarının özünde Çağlayan Mitingi vardı ve İstanbul Eliti laik ve demokratik cumhuriyete bağlılığını göstermek için bir fırsatı daha kullandı.
Afife Ödülleri, 11 yılda nerden nereye geldi, yakından biliyor ve bu gelişimin ardındaki yılmaz tiyatro savaşçısı Haldun Dormen'i bir kez daha kutluyorum..
Dormen, 11 yıldır "Daha güzel, daha saygın, daha görkemli Afife" için yaptığımız eleştirileri de dikkate alıyor..
O zaman lafı uzatmadan sadede geliyorum..
Seçilen müzik gurupları, Afife Gecesi için ilkesel olarak yanlış. Orada özel bir müzik türünün konser seyircileri yok. Bir tiyatro gecesi için toplanmış, her türden insan var. Bir saati aşan bir süre klasik müzik çalamazsınız.. Bir o kadar A Capella, yani çalgısız, sadece sesle caz yapamazsınız.. Salonun yarısı sıkılır, bıkar, esner, soğur, gecenin havası gider.
Yapı Kredi Sigorta gibi güçlü bir kuruluş, böylesi efsane olmaya giden, geleneksel bir gece düzenliyorsa, bu geceye, herkesin ilgisini çeken popüler bir dünya starı, vedeti davet edebilir, değil mi?.
Haldun Dormen gibi bir tiyatro adamı, disiplinin ne olduğunu en iyi bilir.
Birinci disiplin, zamanlamaya uymak..
Perdeyi tam zamanında açacaksın ve programı dakika dakika uygulayacaksın. Sarkma olmaz..
Program 10 dakika geç başladı, daha açılışta.. Elimdeki programda, saat 20.30'da törene geçiş var. Saat 21.15 sahnede hâlâ bir müzik gurubu..
Saat 22.00 tören sonrası kokteyl.. Kokteyli sonraya almak doğru.. Çünkü önce yaptın mı, yiyip içiyor, paparazzilere poz verip, salona girmeden gidiyordu bazıları.. Ama saat 23.30 olmuş, hala içerde ödüller veriliyor. 1.5 saat sarkar mı gece?. Neden?.
İzzet Günay .. Gecenin adamı bence o.. Ödül vermeye gelmiş.. Kendisine, sanatına, tiyatroya saygısı var.. Pırıl prıl bir smokinle..
Ödül vermeye gelenlerden biri Çağla Şikel.. Üzerinde çok şık bir gece elbisesi. Onunla birlikte gelen adını bilmediğim delikanlı, evinin bahçesine fidan dikmeye gider kılıkta.. Üzerinde bir bahçıvan pantolonu.. Kargo mu ne karın ağrısı.. Yeşil.. Üzerinde kahverengi bir sallapati ceket.. Yaka bağır açık bir tişört..
Bu ülkenin en değerli tiyatro ödülünü bu mu verir?. Bu nasıl bir entellik anlayışıdır?. Bu anlayışta olanları kapıdan sokmayacakken, Haldun sahneye çıkarıyor. Ödül verdiriyor. Türk Tiyatrosunun en değerli ödülünü ucuzlatıyor, bir saygısız delikanlı hava atsın diye..
Davetiyeye niye "Koyu renk elbise" yazıyorsun o zaman Haldun?.
En hüzünlü, ama en duygulu anı, en baştaki "Yitirdiklerimiz" bölümü.. Ekranda resimleri.. Sahnenin önüne gelip anısına bir beyaz gül bırakılıyor.. Peki hem de bu saygı anında o saygısız kılıklar nasıl çıkıyor sahneye.. Saygı duruşunda bile saygı yok.. Ne tiyatroya.. Ne ölüye!..
Tiyatro sanatını sevmeyenleri, saymayanları o salona alma Sevgili Haldun.. Afife adına, alma..