Günlerden beri medya Önder Fırat'ı kesiyor, biçiyor, yok ediyor.. Bunlara itirazım yok.. Hatta ilk defa basın kuruluşlarının, kuruluş ana sorumlulukları içinde saldırıyı anında ve çok sert kınamalarını, mesleğim açısından alkışlanacak düzeyde gördüm.
Dilerim, ünvansız ve sıfatsız Önder Fırat'a tepkilerini, yarın politik, ekonomik, popüler ve bürokratik güçlülerin medyaya saldırılarında da sürdürürler. Mesela Allahın günü gazeteci azarlayan, aşağılayan, hakaret ve tehdid eden kulüp başkanlarına da "Kendine gel" deme cesareti gösterirler..
Bu yazının amacı kesinlikle Önder Fırat'ı savunmak değildir. Bir hukuk devletinde kaba kuvvetin, hele dördüncü güç medyaya karşı kaba kuvvetin savunucusu olamam..
Önder Fırat çok ayıp bir davranışta bulunmuştur. Bu çirkin davranışı yüzünden, belki de haklı iken, haksız duruma düşmüştür..
"Belki de haklı.." ne demek, diye merak edeceksiniz..
Önder Fırat'ın televizyon kameramanına niye saldırdığını bir yerde duydunuz, ya da okudunuz mu?..
Önder Fırat haberini hem televizyonda, hem de gazetede büyüterek adeta bir yargısız infaz yapan Star'da, Fırat'a söz hakkı verildiğine rastladınız mı?.
Oysa bir mikrofon da Önder Fırat'a uzatılsa "Buyrun, olayları bir de siz anlatın" denseydi, Star ne kadar büyürdü. Gazetecilik de bu aslında..
Herhangi bir gazetede, Önder Fırat'a söz hakkı tanındığına rastladınız mı?.
"Bu adam deli mi, niye böyle çıldırdı acaba" sorusuna yanıt arandığına rastladınız mı?. Her hangi bir gazete, ya da televizyonun, eksiksiz, tam, ilkeli gazetecilik yaptığına şahit oldunuz mu?.
Ben oldum, nihayet.. Satır ve sayfa aralarında.. Bence bu ülkenin en okunur iki dedi kodu (yani gerçek özel yaşam haberi, asparagas değil) yazarından biri Mehmet Şehirli (Öteki Aykut Işıklar) aramış sadece Fırat'ı, ne oldu diye..
Fırat'ın anlattıkları, mesleğimiz açısından korkunç..
Bu kameraman sabah saatlerinde Sezen ile Önder Fırat'ın evlerinin bahçesine izin almadan girmiş. Gizlice görüntülerini çekmişler. Daha sonra Önder Fırat ile Sezen'e gidip "Elimizde bu görüntüler var. Bize özel röportaj vermezseniz, bunları yayınlarız" diye şantaj yapmışlar.
Bunlar Önder Fırat'ın saldırısını haklı yapmıyor, ama gazetecilerin de enaz Fırat kadar prostesto edilmesi gereğini ortaya koyuyor.
Star yayın gurubunun tepesindeki sevgili dostum Cengiz Özdemir, bu soruşturmayı yaptırdı mı acaba?.. Önder Fırat'ı arayıp, olayı bir de ondan dinledi mi?.. Fırat'ın sözlerinin de, gazetecilik temel ilkesi gereği yayınlanmasını istedi mi?.. Bilmiyorum..
Sezen Aksu'yu uçurumun kenarından çekip alan, hatta ölümden döndüren adamdır Önder Fırat.. Sezen'in tüm nazlarını, kaprislerini, pek çok erkeğe ters gelecek komün yaşamını kabullenmiş, kaç defa kapı dışarı edildiği halde Sezen'i terketmemiştir. Bu dillere destan bir sevgidir. Böylesi bir sevgi adamının "Çıldırması"nın sebebini aramak, sadece Mehmet'in değil, Önder Fırat'ı günlerdir birinci sayfalarda ve ana haberlerde asan medyanın görevi olmalıydı.
Ne yazık ki, günümüz medyası bu.. Ne ilke kaldı, ne gazetecilik..
Gücünün yettiğine alabildiğine vur, yetmediğinin önünde eğil, elini öp..
Sonra.. Gazete okunmuyor..
Niye okunsun ki?..