EN neşeli Pazar kahvaltıları idi onlar.. Hulki Ağabey (Saner) gelirdi. Şener (Şen) ve ara sıra da Emel (Sayın).. Nasıl kahkahalarla dolu Pazar sabahları geçirirdik. Kanserdi Hulki Ağabey.. Hastalığının adım adım vücuduna yayıldığını biliyordu, ama içimizde en neşeli, en hareketli oydu.
Her Pazar yeni bir bestesini getirir, dinletir, beş dakikada marş gibi söyler olurduk. 80'in üzerindeki yaşına rağmen nasıl delikanlı, nasıl hayat dolu idi.. Müzikal bestelerdi bir yandan.. Tamamlandı ve oynandı da..
Hayatından bir roman, birkaç film çıkardı. O kadar renkli yaşamıştı, Amerika'da, Türkiye'de..
New York'ta en ünlülerle caz çalmış, Türkiye'de acılı arabesk yerli filmlerin yerini komedilerin, müzikal komedilerin almasını sağlayıp, Yeşilçam tarihinde dönüm noktası olmuştu.
Hulki Ağabey seni çok sevdik biz..
Hiç unutmayacağız. Unutulmayacağını bilerek gittin zaten..
Nur içinde yat!..
***
Kenan Onuk'un ardından aldığım baş sağlığı dilekleri, yüzleri aştı, binleri buldu.. Hepsine ayrı ayrı teşekkür etmem mümkün değil..
Buradan seslenişimi kabul edin lütfen..
Sağolun.. Hepimizin başı sağ olsun.