Son satırında 'Kazandık' yazan ve adını 'En sonunda' koyabileceğimiz bu hikâyenin başına dönelim biz. 2005'te Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yaptığımızda birçoğu eski stadyumlarla, komşu Yunanistan ile EURO 2008'e aday olmak erken bir hamle olarak görülebilirdi. 8 yıl sonra Fransa'nın düzenlediği EURO 2016'yı Michel Platini'nin ülkesine hediye ettiğini ve bize EURO 2020'yi vadettiğini hepimiz biliyoruz.
Bilmediğimiz ise o günlerde önce UEFA'nın EURO 2020'yi tüm kıtaya yayma projesi ve ardından elbette izleri hâlâ silinmeyen pandemi günleri. Avrupa'nın en kuvvetli ekonomisine sahip Almanya'ya karşı EURO 2024 oylamasını kaybettik. O tarihte Avrupa'nın en çok yeni stadyumuna sahip, ulaşım imkânları katbekat genişlemiş ve belki de en önemlisi İstanbul Havalimanı gibi dev bir projeyi hayata geçirmiş bir ülke olarak stratejiyi doğru yapmalıydık.
SON SATIR: MUTLUYUZ
2030 Dünya Kupası'nı İspanya-Portekiz-Fas ortaklığının aldığını, 2034'ü ise kuvvetle muhtemel Suudi Arabistan-Mısır-Yunanistan'ın alması beklenen futbol dünyasında ortaklık fikri elbette yeni değil ama ekonomik nedenler ve oylamada güçlü olabilmek için artık komşuluk şartı da aramaz olmuştu hiç kimse. Tam da bu yüzden Birleşik Krallık ve İrlanda'nın düzenleyeceği EURO 2028 adaylığından çekilip, EURO 2032'ye İtalya ile ortak girmek ve bunu Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamaya hazırlandığımız günlerde resmileştirmek, işte bu hikâyenin son satırındaki 'mutluyuz' kelimesini işaret eder.
KONAKLAMA VE ULAŞIM ÖNEMLİ
İki ülke 10'ar aday şehri belirlediğinde, bizde olduğu gibi İtalya'da da tartışmalar yaşanmaya başlandı. 5 şehir tercihinde, stadyum kapasitesi mühim ancak ulaşım imkânları ve konaklama kapasitesi de doğru hesaplanmak zorunda. Kişisel tahminim, İstanbul'dan başlayan yüksek hızlı tren hattı üzerindeki Başkent Ankara ve Konya ile birlikte turizm başkenti diyebileceğimiz Antalya ve Trabzon'un şanslı olduğu. İtalya cephesine gelirsek Başkent Roma ile birlikte Milano ve Torino'nun ev sahipliği yapacağı kesin gibi. Bari seçildiği takdirde Napoli devre dışı kalabilir ve sanıyorum İtalyanlar Floransa'sız bir ev sahipliği yapmak istemez.
TÜRKİYE HAZIR DURUMDA
Dün İtalyan spor gazeteleri; 'Tarihi ortalık', 'Sihirli geceler dönüyor' manşetleriyle piyasaya çıktı. Avrupa Şampiyonası'nı son kez 1980'de, Dünya Kupası'nı 1990'da düzenleyen İtalya'da medya, Türkiye'deki yeni stadyumların şimdiden hazır olduğuna dikkat çekerken kendi yollarının ise uzun olduğunun altını çizdiler. Roma ve Milano'da yılan hikâyesine dönen yeni büyük stadyumlar yapılabilecek mi, bunu zaman gösterecek.
DARISI ARTIK OLİMPİYATLARA
İtalya'yı futbol tarihinin en büyük 5 kalecisinden biri olan Gianluigi Buffon'un temsil ettiği organizasyona Volkan Demirel gibi büyük bir kaleci ve karakterle katılmak ne kadar doğru bir fikirse kimse kusura bakmasın, tanıtım filmi de bir o kadar başarısız olmuş. İki ülke de eşsiz tarihleri, tarihi eserleri ve efsane futbolcularıyla o tanıtım filminde yer bulabilirdi. Elbette uzun yıllar var, daha iyisi yapılır. 2 Şampiyonlar Ligi finali, 1 UEFA Kupası, 1 UEFA Süper Kupa finali… İstanbul, UEFA'nın kulüpler bazında dört büyük organizasyonuna ev sahipliği yaptı. Bunlar birer öyküyse, EURO 2032 roman olmalı, olacak da. İnşallah bir gün memleketimiz olimpiyatlara da ev sahipliği yapar. Emeği geçen herkese teşekkürler. Şimdi hayırlısıyla 27 yaşında A Milli Takım kaptanı olarak EURO 2032 maçlarına çıkacak Arda Güler'e ağabey diyecek ve sahada ona eşlik edecek gençleri yetiştirmenin zamanı.