Türk demokrasisinin miladı, çok partili sisteme geçişin yıldönümünde, demokrasi şehidimiz merhum Adnan Menderes'in memleketi Aydın'da çok özel bir buluşma gerçekleşti. Çine Çayı kenarındaki Adnan Menderes Müzesi'nde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun himayelerinde, Tevfik İleri'nin torunu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer İleri'nin de bulunduğu toplantıda, Murat Yılmaz Hoca'nın moderatörlüğünde akademisyen ve gazetecilerden oluşan bir grup, 14 Mayıs'ın yıldönümünde DP'yi, demokrasi ve darbeler tarihini ve Menderes'i konuştuk. Benim ve Mahmut Övür'ün de konuşmacı olarak yer aldığı forumda konu edilen bazı hatıralar zaman zaman duygusal anlar da yaşattı
Detayları bir başka yazımda paylaşmak istediğim bu özel toplantı için Aydın'ın ve bizzat Başkan Erdoğan'ın talimatıyla yapılan Adnan Menderes Müzesi'nin seçilmesi her açıdan anlamı kuvvetlendirdi. Her katılımcının kendi kişisel yaşamından örneklerle aktardığı 14 Mayıs demokrasi bayramına bakışının ortak paydası, DP'nin temsil ettiği demokrasi bayrağını 52 yıl sonra Tayyip Erdoğan'ın AK Parti ile taçlandırdığı idi. "Beyaz ihtilal"den "sessiz devrim"e uzanan yolda Türkiye, kendi tarihiyle barıştı; millet, devletle barıştı. Ceberut devlet anlayışından "Devlet, millet için vardır" anlayışına evrilmek öyle kolay olmadı. Devlet yönetimine milletin egemen olduğu, vesayet organlarının kendi alanlarına çekildiği 2002 sonrası sürecin başlangıcıdır 14 Mayıs 1950.
ERDOĞAN İLE ŞEHİTLİĞİN İHYASI
Demokrasi bayramının 72. yılında Adnan Menderes Müzesi'ndeki bu özel buluşmada İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hem duygusal anekdotlar paylaştı hem de çok önemli açıklamalar yaptı. Bugün bütün dünyanın hayranlıkla işaret ettiği Çanakkale Şehitler Anıtı'nın merhum Başbakan Adnan Menderes tarafından yapıldığını ilk kez duyduk. Bakan Soylu'nun anlatımıyla hikâye şöyle:
"1930'da Atatürk şehitlerle ilgili bir abide yapılması talimatını verir. Fakat bir adım atılmaz. 1944 yılında yine gündeme gelir ama yine hiçbir adım atılmaz. 1952 DP iktidarında Menderes ve Celal Bayar konuyu gündemlerine alırlar. 'Şehitler Cemiyeti kuralım, biz de siyaseten ve bütçe olarak destekleyelim' derler. 1955'te Resmi Gazete'de yayımlanan kararla cemiyet kurulur ve Çanakkale'de büyük bir arazi tahsis edilir devlet tarafından. Dönemin İstanbul Valiliği'nin başkanlığında bir heyet oluşturulup 1958'e kadar altyapı tamamlanır. 1958'de 600 bin lira, 1959'da 500 bin lira ödenek çıkartılıp Çanakkale Şehitliği yapılır. 1960'tan sonra hiçbir iktidarın ilgilenmediği ve metruk hale gelen şehitlikle ilk kez Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı zamanında ilgilenir ve 2002 AK Parti dönemi başladığında gündemine aldığı ilk konulardan biri şehitliğin yeniden ihya ve inşasıdır. Yani, Menderes ile sahiplenilen şehitlik Erdoğan ile hak ettiği değeri bulmuştur."
O GÖRÜŞMEDE NELER KONUŞULDU?
Süleyman Soylu'nun, demokrasi bayramının yıldönümünde açıkladığı çok önemli bir husus da bugünkü CHP yönetiminin tutumuyla ilgiliydi. Bir süre önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun, partisindeki emekli bir büyükelçiyi Avrupa ülkelerinden birinin büyükelçisine gönderdiğini ve 6'lı masada imzalanan mutabakat metnini düzelttirdiğini ve başka konuları da konuştuğunu iddia etmiş, CHP liderinden herhangi bir yalanlama veya açıklama gelmemişti. İçişleri Bakanı bu iddiasını bir adım daha ilerletti ve o görüşmede neler konuşulduğunu açıkladı:
'AVRUPALI BÜYÜKELÇİYLE DEDİKODU YAPTINIZ'
"Ben bir şey söyledim, 'Siz bir büyükelçiyi birisine gönderdiniz' dedim. 'Ben göndermedim' demedi. Şimdi de tek tek konuştuğunuz cümleleri ortaya koyacağım. 'Utanmadan 2022 yılında kaç tane milletvekili çıkaracağınızı bir Avrupa büyükelçisiyle konuştunuz. Ufak bir dedikodu daha vereyim. Çağatay Kılıç dedikodusu yaptınız. 'Tayyip Erdoğan bunu niye şu ülkeye gönderdi?' diye dedikodusunu yaptınız."
'HDP'DEN NASIL OY DEVŞİRECEĞİNİZİ KONUŞTUNUZ'
"İlk cumhurbaşkanı seçilenin 2 veya 3 yıl gideceğini, ardından yeni cumhurbaşkanı seçmek zorunda olunduğunu konuştunuz. Daha da söyleyeyim, Ukrayna- Rusya Savaşı'nın sonuçlarının Türkiye'nin seçimini nasıl etkileyeceğini değerlendirdiniz. Daha da ötesini söyleyeyim: Sözde Millet İttifakı içindeki bütün ayrıntıları, Ali Babacan'ı, Ahmet Davutoğlu'nu nereye oturttuğunuzu, HDP'den nasıl oy devşirileceğini konuştunuz."
'DAHA FAZLASINI DA AÇIKLAYACAĞIM'
"Hiçbir hassasiyetiniz yok. Allah'tan bu ülkede CHP içerisinde bu vatana ihanet edenlere karşı içi çınlayan ve bunları nerede konuşulmuşsa oradan nakleden insanlar var da bunlar bir vesileyle ihaneti vataniye olabilecek bir tabloyu ortaya koyabiliyorlar. Sizin ne demokrasiye, ne vatana, ne ortaya koyduğunuz masaya saygınızın olmadığını, biraz daha konuşurlarsa daha ötesini söyleyerek ortaya koyacağım."