MHP lideri Devlet Bahçeli'nin deyişiyle; "Üstü HDP, altı PKK" sözünü doğrular öyle çok şey var ki ortada. Hafta sonunda yaptıkları kongrelerinde; İstiklal Marşı'mızı çaldırmamak ne demek? Sormak lazım HDP'de siyaset yapanlara: Siz hangi ülkede, hangi bayrak altında, hangi Meclis çatısı altında siyaset yaptığınızı sanıyorsunuz? Sözde kongrelerinde İstiklal Marşı'nı okutmamak bir yana; bu ülkenin bölünmesi için yıllardır silahlı bombalı eylem yapan, bu millet-devlet uğruna asker-sivil insanımızı şehit eden ölmüş teröristlere (onların deyişiyle sözde devrim şehitleri) selam durmak, saygı duruşunda bulunmak ne demek? Terör örgütünün başı terörist Abdullah Öcalan lehine slogan atmak da cabası. Kurucu Meclis çağrısı ve içinde "Türk" ifadesi olmayan yeni anayasa çağrısını da ekleyelim. Gezi ve hendek olayları güzellemelerini de sayalım. Bu milletin sinir uçlarıyla oynadığınızın farkındayız. Biz farkındayız da; üstü HDP, altı PKK görüntülü bu partiyle ittifak yapan, kol kola siyaset yapan CHP ve İP farkında mı? Terörün ve teröristin kutsandığı, milli marşımızın yok sayıldığı, bebek katiline güzellemelerin yapıldığı, bölücülüğün kutsandığı bu kongreye en üst düzey temsilcisini yollamaktan kaçınmayan CHP'ye ne demeli? Bu konuyla ilgili yine MHP liderinin sorularını aktaralım ve cevap veren çıkar ise; yine bu sütunlardan duyuracağımızı da belirtelim:
"Kemal Kılıçdaroğlu, ölü teröristlere nasıl saygı duruşunda bulunduklarını açıklayacak yüreğe sahip midir?
İstiklal Marşı'nın neden okunmadığını, bunu nasıl sineye çektiklerini Türk milletine anlatacak cesaret ve basirete haiz midir?
Soros'çuların dümen suyuna girmiş İP'in bu olan biten iğrençliklere diyecek birşeyi var mıdır?"
***
Enerjinin zirvesi
Yerli ve milli sözünün en çok anlam kazandığı alanların başında enerji geliyor. En fazla dış alım yaptığımız 2 kalemden biri olan enerjinin, yerli kaynaklar yaratılarak çıkarılması ve kullanılmasının sadece ekonomik değil, diplomatik ve stratejik pek çok anlamı var. Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde başlattığı farkındalık ve uygulama politikaları 3 yıl içinde nereden nereye geldiğimizi gözler önüne seriyor. Enerjide dışa bağımlılığın 1 puan bile azalmasının karşılığının 100 milyon dolar tasarruf anlamına geldiğini söylersek, ne demek istediğimiz daha net görülür. Pazartesi günü Turkuvaz Medya Grubu ve Para Dergisi'nin üçüncüsünü düzenlediği Enerji ve Doğal Kaynaklar Zirvesi'nde, sektörün hem kamu hem özel tarafları bir aradaydı ve çok önemli bilgileri paylaştılar. Enerji Bakanı Fatih Dönmez'in yaptığı açıklamalar arasında en dikkat çekeni; eskiden hayal olan sondaj gemilerimizin üçüncüsünün mart ayının ortalarında Türkiye'de çalışmalara başlaması, Akdeniz'den sonra Karadeniz'de de çalışmaların devam edeceği, bor madeni ile birlikte lityumun da artık pil üretiminde de kullanılmasının yaratacağı avantajları idi. Zirvenin onur konuğu KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy da; Türkiye karşıtı söylemler üzerinden Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını yürüten Mustafa Akıncı'nın tam tersi, Türk milletine yakışır açıklamalar yaptı. Uluslararası güçlerin Kıbrıs sorunu ve Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervleri üzerinden çalışma yapmalarını fırsat bilen ABD, Fransa, İsrail, Mısır ve Yunanistan ile tek taraflı adımlar atmasını tanımadıklarını söyleyen KKTC'li Bakan Taçoy; "Bizler Kıbrıs Türkleri olarak Türkiyesiz bir Kıbrıs olamayacağını her fırsatta dile getiriyoruz" diyerek noktayı koydu.