Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Mesele 3-5 ağaç değil ki...

İnsan hafızası bir yerde ihanet eder. Bazen çok çabuk unuturuz iyi ya da kötü şeyleri. Bu hafta içinde Gezi olayları ile ilgili yargı kararı açıklandığında verilen ilk tepkiye bakarak ilk aklıma gelen bu oldu. Elbette, belli bir kesimin belli amaçla neden bunu yaptığını anlamak zor değil. Onlar zaten Türkiye aleyhine, milletin zararına ne varsa alkış tutanlar, destekleyenler. Ama bir de olaya "demokrasi" yakıştırmasıyla yaklaşanlara ne demeli. İşte onlar, ilk dediğim güruha dahil olanlar. O zaman kısaca hemen bir hatırlatma yapalım...
Faizler, neredeyse yüz yılın rekorunu kıran seviyede 4.6'lara gerilemiş. Dünya, büyük bir ekonomik kriz yaşarken, bize "teğet" bile geçmeyen krize inat; dünyanın en büyük 10 yatırımından 4'ü bizde başlamış, yarılamış ve hatta bazısı tamamlanmış. Yerli ve yabancı yatırımlar almış başını giderken, işsizlik oranları tek hanelere inmiş. Enflasyon yerlerde, dolar 2 lira bile değil. Cumhuriyetin 100. yılına daha 8 yıl var ama hedefler belirlenmiş, devler liginde Türkiye'nin yeri mimlenmiş. İşte tam da bu sırada 3-5 ağacı bahane eden, iyi niyetli gençleri kendilerine siper edinen Türkiye düşmanı içerideki ve dışarıdakiler birlik olup; Taksim'de Gezi Parkı'nda başlatılan olaylar, sözde amacının dışındaki Türkiye'nin parmakla gösterilen, gıpta ile bakılan dev yatırımlarının iptali talebi ve iktidarı devirme hedefine kadar gitti. Bir ay süren olaylar neticesinde kamu binaları kadar şahıslara ait ev ve işyerleri ile araçların yağmalanıp parçalanması, 44 ambulans ile 231 polis aracının kullanılamaz hale getirilmesi, 80 belediye otobüsü ile 85 otobüs durağının darmadağın edilmesi, 697 güvenlik görevlisinin yaralanması ve 1 polisimizin şehit edilmesine kadar gitti. Haftalarca işyerlerini açamayan küçük esnaf battı, yatırımlar durdu, faizler 4'lerden 13'lere fırladı, döviz fırladı, enflasyon zıpladı, işsizlik çift hanelere tırmandı. Doğrudan 1.4 milyar doları bulan zararın dolaylı karşılığı yüzlerce milyar doları buldu. Son sürat büyüyen Türkiye'ye, sert bir fren yaptırıldı, bütün göstergeler aşağıya çekildi ve bunun çok ötesinde psikolojik ve sosyolojik olarak toplumdaki güven bunalımı ve moral-motivasyonun bozulmasının hiçbir maddi karşılığı da yok elbette.
Bugün gelinen noktada bu yaşananların masum birer gençlik isyanı olduğunu söyleyen herkesi, her kim ise istisnasız ya kör ya kötü niyetlidir. Bu vandallığı kutsayan herkes, ipi dışarıda olanlar şunu bilsin ki; Türkiye sahipsiz değil. Aradan geçen 5 yılda yeniden toparlanmaya çalışan ve nihayet bu yıl itibarıyla take off yapan ekonomimizi ve büyüyen Türkiye'yi yeniden bilinmezlere, yeniden kaosa sürükleyemeyecekler. Gezi'de başaramadıklarını aynı yılın sonunda 17-25 Aralık FETÖ'nün yargı ve polis operasyonuyla yapmaya çalışıp yine boşa çıkanlar ve 15 Temmuz 2016'da öldürücü darbeyi indirmek üzere harekete geçip bu sefer de milletin tokadını yiyenler bilmelidir ki, bu sefer o kadar ucuz da kurtulamaz...

Milletin kütüphanesi
Dört milyon yazılı eser, 120 milyonun üzerinde elektronik yayın, 550 bin e-kitap ve nadir eserlerin bulunduğu herkese ve her zaman kapısı açık Millet Kütüphanesi'nin açılışına tanıklık ettik perşembe günü. İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Necip Fazıl'dan alıntı yaparak en güzel tanımlamayı yaptı bu muhteşem açılış için: "Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak lazım." Karınca gibi çalışıp dev eserler bırakmak için yarışan başta Başkan Erdoğan olmak üzere, emeği geçen herkese minnettarız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA