Uzun bir yolculuktan döndük: İstanbul- New York, New York-Berlin, Berlin-Köln, Kölnİstanbul. 17 bin kilometreden fazla yol, 22 saatten fazla uçuş. 6 gece (3'ü New York'ta, 1'i havada, 2'si Berlin'de) ve 7 gündüzü yurtdışında geçirdik. Saat dilimleri, yıldız yağmuru gibi akıp geçti uçağımızın güneşliklerinden... New York'a Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın BM 73'üncü Genel Kurul çalışmalarına katılması, Genel Kurul'a hitabı, çok sayıda ikili görüşmesi, Türk, Müslüman ve Yahudi toplumları temsilcileriyle toplantıları için gittik. Berlin ziyaretimizin nedeni Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya'ya devlet ziyareti oldu. Köln'e de Almanya'nın en büyük camisinin açılış töreni için geçtik. Erdoğan'ın New York'taki temaslarıyla ilgili olarak kendisine eşlik eden biz genel yayın yönetmenlerine yaptığı açıklamaları daha önce yayımladık. Bu yazıda da Almanya ziyaretiyle ilgili açıklamalarını ve bizlerin sorularına verdiği yanıtları yayımlıyoruz. Önce Erdoğan'ın açıklamaları...
BAŞARILI BİR ZİYARET OLDU
"Almanya ile ikili ilişkileri geliştirmek ve bölgesel konuları ele almak üzere bu ziyareti gerçekleştirdik. Karşılama, güvenlik ve devlet protokolü anlamında güzel ve başarılı bir ziyaret oldu. Hem Steinmeier'in, hem de Şansölye Merkel'in ev sahipliği gerçekten memnuniyet vericiydi. İkili ekonomik ilişkilerimizi daha da ileri götürebilme hususunda mutabakat sağlayabildik diyebilirim.
25 Ekim'de Alman Ekonomi Bakanı büyük bir işadamı heyeti ile ülkemize gelecek. Bu tür temasları artıracağız. Türkiye'de yatırımı bulanan Alman firmaları ile çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Bu şirketlerin Türkiye'ye olan ilgisi memnuniyet vericiydi. Biz de onları teşvik etmeye devam edeceğiz. Almanya'da yaşayan büyük bir Türk topluluğu var. Onların buradaki başarısı, huzuru, güvenliği bizim için son derece önemli. Ayrımcılık ve İslam karşıtlığı maalesef temel bir sorun. Camilere ve derneklere yönelik saldırılar Avrupa değerleri ile de çelişiyor.
Köln'de 10 bine yakın vatandaşımız, cami açılışına gelmelerine rağmen bizi dinleme imkânı bulamadı. Alman makamları güvenlik diyerek bunun mümkün olamayacağını ifade ettiler. Ama bizim amacımız üzüm yemek. Camimizin açılışını en güzel şekilde yapalım dedik. Bunu da başardık.
'GERÇEK BİLGİLERİ BİZE SORUN' MESAJI
Almanya'yla ilgili meselelerden biri de, PKK, FETÖ, DHKP-C gibi örgütlerin eylemleri konusunda yeterince duyarlı davranılmaması. Alman makamlarının bunlara karşı daha etkin mücadele vermelerini bekliyoruz. Bu beklentilerimizi de kendilerine bizzat ilettik. Türkiye'de tutuklu bulunan bazı kişilerle ilgili onların söylediklerine karşılık olarak da, gerçek bilgileri bize sormalarının daha isabetli olacağını, hükümete karşı olanlarla yürümekle sağlıklı sonuçlar alınamayacağını belirttik.
Almanya bizim için önemli bir ülke. Sorunlar elbette var, ama sorunları aşma yolunda önemli bir fırsat yakaladık. Gerek Sayın Şansölye'yi, gerek sayın Cumhurbaşkanı'nı Türkiye'ye davet ettik, inşallah 2019 içinde kendilerini ağırlamak suretiyle bu kesintili dönemi geride bırakmış olacağız."
ALMANYA'YA 136 İSİM VERDİK
Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu bir listenin Alman hükümetine verildiği belirtiliyor. Kaç kişilik bir liste bu?
İsimlerin tamamını bilmiyorum ama külliyetli bir liste. Gerek Almanya, gerek ABD'ye bu listeler zaten hep veriliyor. Almanya'da 136 kişilik bir liste. ABD'ye iletilen listede ise sayı o kadar değil. Almanya'ya PKK ile ilgili daha önce 4 binin üzerinde isim verilmişti. ABD'ye de 85 koli belge ilettik. Daha sonra sayın Trump, belgelerden ziyade isimlerin iletilmesini istedi. Biz de 20'nin üzerinde isim bildirdik. Ancak bunların terör anlayışları bize göre farklı. Bu hususta bizim gibi sorun yaşamadıkları için bizi anlama konusunda zorlanıyorlar.
Almanya'daki iş dünyası ile Şansölye Schröder döneminden beri ilk kez bu boyutta bir toplantı yapılıyor. Somut olarak yatırıma dönük bir karar çıktı mı?
Bunların hemen hemen hepsi uzun yıllar Türkiye'de faaliyet gösteren şirketler. Bunların yeni yatırımlara girmesini teşvik edelim istiyoruz. Siemens, Bosh, Türkiye'de 150 yıllık, 130 yıllık şirketler. Otomotiv sektörüne yönelik bazı şirketler var. Tüm bu şirketleri yatırım ofisimiz vasıtasıyla yakın takibe alacağız. Gerek TOBB gerek DEİK ile temaslarını sağlayıp inşallah adımları atacağız.
O BORÇLAR CHP'Lİ KOALİSYONLARINDI
Bu ziyaretler için Kılıçdaroğlu "Niye gidiyorlar, borç para için gidiyorlar, borç para dileniyorlar" dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?
Gülünç. BM'de yaptığımız konuşma ortada. Borç aldıysak nereden almışız, bunu da söylesin. Bizim bu tür ziyaretlerde maksadımız, yabancı yatırımları ülkelerimize çekmek. Kaldı ki, biz görevi devraldığımızda hatırlarsanız Türkiye'nin IMF'e 23.5 milyar dolar borcu vardı. Geçmişte CHP'nin de koalisyon ortağı olduğu dönemlerin bir borç yüküydü o. Bizim dönemimizde sıfırlandı. Bizim IMF ile şu an herhangi bir işimiz olamaz. Biz şu anda ülkemizdeki durumu zaten toparlamaya başladık. Çok kısa zamanda bu sıkıntıyı atlatacağız, 2019'a da çok daha ciddi, çok daha farklı bir şekilde gireceğiz.
SAĞLIKTA ORTAK ÜRETİM OLABİLİR
'Trump yönetiminin tek taraflı politikalarının Avrupa'da da rahatsızlık yarattığını görüyorum. Gerek AB, gerek diğer bölgelerle işbirliğimizi güçlendirerek adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız muhataplarıyla, Hazine ve Maliye Bakanımız muhatapları ile çalışmaları yapacaklar. MR, tomografi gibi araç gereçlerin birçoğu Siemens ile ilgili. Bunu da Siemens'in başkanı ile görüşme imkânımız oldu, belki bunların Türkiye'de ortak üretimi söz konusu olabilir.'
SADECE ÇİN'İN BİR DURUŞU OLABİLİR
Merkel ile görüşmenizde ABD'nin ticaret saldırıları ne kadar gündeme geldi? Almanya'nın bu konuda kaygıları var mı? ABD'nin estirdiği ekonomik teröre karşı ülkeler yakınlaşır mı?
Rusya, Çin, Almanya yakınlaşmayacak mı? Sen yine de soru işaretini koy oraya. Bu saydıklarınız arasında, şu anda bir duruş sergileyebilecek olan ülke belki Çin olabilir. Ben bu konuda yine de bir yorum yapmayayım.
'YEMEKTEKİ O TÜR YAKLAŞIM ŞIK OLMADI'
Almanya Cumhurbaşkanı'nın verdiği yemekteki konuşmanız sitemkârdı. Tartışmalı isimler de davet edilmişti...
Akşam yemeğindeki konuşmada o tür bir yaklaşım sergilenmesi şık olmadı. Biz sizinle bu konuları görüşmüşüz. Akşam yemeğinde onları tekrar dile getirmenin gereği yoktu. Almanlar bile bundan rahatsız oldular. 'Steinmeier yanlış yaptı, Erdoğan da haklı tepkisini ortaya koydu' şekilde konuşanlar olmuş. Biz bizim ülkemizde, bir misafirimizi yemeğe davet edip, ondan sonra böyle bir girişimde bulunmayız. Medya şöyle der şeklinde yersiz yaklaşımlarla ya da iç politika adına o tür bir tavır sergilenmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim.
SURİYE TOPLANTISINA SURİYE DAVETLİ DEĞİL
Dörtlü zirve ekimde gerçekleştirilecek. Bu toplantıdan beklentiniz nedir?
İdlib başta olmak üzere Suriye'yi konuşacağız. Amacımız daha olumlu istikamette daha iyi yere taşımak. Şimdi bir small grup diye bir şey çıkardılar. ABD, Mısır, Suudi Arabistan, İngiltere, Ürdün, Almanya, Fransa toplam 7 ülke var. Ben de Sayın Merkel'e "O zaman bizim toplantımız smaller (daha küçük) olur" dedim. Bu toplantılara Türkiye'yi çağırmıyorlar. Hatta Suriye'yi bile çağırmıyorlar. Suriye hakkında toplantı yapıyorlar, Suriye yok. O da Trump'ın düzenlemiş olduğu toplantı.??
EURO 2024'Ü ÇOK ÖNEMSEMEDİM
Euro 2024 Almanya'ya kaldı ne dersiniz?
Açık konuşayım. Çok da önemsemedim. Bu hep böyle dönüyor. İki dünya kupasını veriyorsun, bir Avrupa kupasını veriyorsun. Türkiye'ye gelince şöyle böyle diyorsun. Tesis ise bizim şu anda Almanlar'dan geri kalan bir halimiz yok. Çok modern ve çok daha iyi tesislerimiz var. Hayırlı olsun. Neticede masraftan kurtulmuş olduk.
VERDİĞİMİZ DELİLLER ADETA YOK SAYILIYOR
"FETÖ konusundaki yaklaşım farklılığı ortada. Yeterli delil olmadığından söz ediyorlar. Tüm delilleri, mahkeme kararlarını ilettiğimiz halde, bunların adeta yok sayılmasını anlamak mümkün değil. Bölgesel konularda, başta İdlip olmak üzere Suriye konusunda yaptıklarımızı hep şükranla anıyorlar. İdlib'deki gelinen süreci takdirle karşılıyorlar. Detaylar hakkında bilgiler istediler, bizde detaylar hakkında kendilerine gerekli bilgileri verdik. Bu ay içinde fevkalade bir durum olmazsa Rusya, Almanya, Fransa, Türkiye bir dörtlü İstanbul Zirvesi'ni inşallah gerçekleştireceğiz. Macron ile görüştüm, olumlu yaklaşıyor. Bu dörtlü zirve önemli bir adım olacak."