Ege'nin karşı yakasında asırlık bir çınar devrildi. Sesli sedalı...
Gözyaşları içinde... Hıçkırıkları kulağınıza geldi mi?
O çınarın bir adı vardı: AEK. Atlitiki Enosis Konstantinopuleos.
Hayır efendim, "Enosis" sizin bildiğiniz emperyalist dürtüleri kamçılayacak anlamda kullanılmıyor burada. "Birlik" demek oluyor. AEK'nin tam adının Türkçe çevirisi şöyle: "Konstantinopollüler Spor Birliği".
***
"Türkiye'de bunca sorun varken, dünya bu kadar derde gömülmüşken, AEK üstüne ağıt yazmak abesle iştigal değil mi" diye bir soru aklınızdan geçebilir.
Değil efendim.
AEK'ye bir günlüğüne de olsa bu köşeyi ayırmaya değer.
Çünkü, o her şeyden önce bir Osmanlı futbol takımı. 1900'lerin başında kuruldu. "Pera Spor" adıyla. Oyuncuları Osmanlı tebaası olan İstanbul Rumları'ydı.
1922'de Mustafa Kemal Paşa ordularının Kurtuluş Savaşı'nı kazanmasından sonra biraz tedirgin oldular. Avrupa'da bir turneye çıkma bahanesiyle kapağı yurt dışına attılar. O çıkış...
Oyuncuların ve yöneticilerin kimi Fransa'da kaldı, kimi Atina'ya yerleşti.
Ve Yunanistan'ın başkentinde 13 Nisan 1924'te AEK adıyla küllerinden yeniden doğdu Pera Spor.
Renkleri: Sarı-Siyah.
İstanbul Erkek Lisesi gibi. İstanbulspor gibi, Beyoğluspor gibi...
Ama onlara sorarsanız, Bizans İmparatorluğu'nun bayrağı gibi.
***
Türkiye'de olduğu gibi, Komşu'da da birinci lig "Dört Büyükler"in egemenliğinde: Panathinaykos, Olimpiyakos, PAOK ve AEK.
Ve bu "Dört Büyükler"in ikisi İstanbul kökenli. AEK'nin yanı sıra Selanik takımı olan PAOK da İstanbul Rumları tarafından kuruldu. Tarih: 28 Nisan 1926. Kurucuları "Mübadele"de İstanbul'u terk etmek zorunda kalan Rumlar'dı.
***
Evet, AEK üstüne bu yazıyı kaleme almamın ilk nedeni, yukarda anlattığım gibi, "Konstantinopollüler Spor Birliği"nin köklerinin Pera'ya, Beyoğlu'na dayanması.
Gelelim ikinci nedene...
Sadece Fenerbahçe'nin değil Türk Futbolu'nun gelmiş geçmiş en büyük anıtlarından biri olan Lefter Küçükandonyadis, profesyonel futbol hayatını AEK'de noktaladı. 1964'te.
5 maç oynadı o takımda, 2 gol attı ve "Elveda" dedi Büyükadalı.
Aradan yıllar yıllar geçti. Lefter 2012 Ocak'ında hayatını kaybetti.
Kara haber tez ulaşır; AEK taraftarları Lefter'in ölümünü duyunca unutulmayacak, unutulması mümkün olmayan bir jest yaptılar. 14 Ocak 2012 gecesi kendi sahasında Skoda Xanti'yi konuk ettikleri maçta tribünlere kocaman bir pankart astılar. Türkçe. Şöyle: "Ver Lefter'e yazsın deftere".
Ve de tüm stat maçtan önce Lefter için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.
***
Geldik üçüncü nedene.
Yazının girişinde "Hıçkırıkları kulağınıza geldi mi" diye sorduğum devrilen çınar AEK takımıydı.
Akla gelmeyecek şey, başa geldi. AEK, "Yunan liginin Dört Büyükleri"nden biri ikinci kümeye düştü.
Ve derin krizin pençesinde kıvranan Komşu'da bir renk daha soldu.
Bir ışık daha söndü...