Eski Türkiye yıkılıyor. Yeni Türkiye'nin inşaatı ise henüz çok daha yeni... Herkes şundan emin olsun ki, Eski Türkiye'ye dönüş söz konusu olamaz, eğer böyle çılgınca bir zorlama olursa iş, Allah korusun, iç savaşa kadar gider. Cebir ve şiddete dayalı zorlama halinde kazanacak taraf bellidir ama sonuç olarak Eski Türkiye ile Yeni Türkiye'nin silahlı restleşmesi Türkiye'ye 50 yıl kaybettirir. Öte yandan böyle bir şeyin olma ihtimali sıfıra yakın... Milletin çok büyük çoğunluğu bariz biçimde Yeni Türkiye tarafında olduğu için demokratik yollardan geriye dönüş ise zaten imkansız... O sebeple Yeni Türkiye rejiminin olduğu gibi Yeni Türkiye medyasının da iktidarıyla muhalefetiyle ama yepyeni konseptlerle yeni bir çoğulculuk anlayışına göre, hiçbir fikri dışlamadan ama eski dönemin kirli ve illegal kumpaslarına da izin vermeden yeniden yapılanması lazım...
YENİ TÜRKİYE'NİN AMİRAL GEMİSİ SABAH'TIR
Eski Türkiye'nin medyadaki amiral gemisi hiç şüphesiz Hürriyet gazetesi ve Doğan medyasıydı.Yeni Türkiye'nin amiral gemisi ise SABAH gazetesi ve Turkuvaz Medya Grubu'dur... Yeni Türkiye medyasının en öncü ve güçlü kuvveti SABAH gazetesidir. Nitekim Aydın Doğan da bunun farkında. Doğan, malum iki öğle yemeğindeki konuşmalarımızda habire SABAH grubunu övdü, sürekli iki büyük gazete vurgusu yaptı. İtiraf edemese de, SABAH grubunun yeni amiral gemisi olduğunu biliyor Aydın Bey. Fakat kendini 'Aydın Doğan'ın adamı' olarak pazarlayan, yakın geçmişte illegal işlere karışmış kimileri hayaller kurarak bu gruba utanmazca saldırmaya devam ediyor. Tamamen finansal yapıyla ilgili olan kimi görüşmeleri duyup bu grubu yöneten iradenin değişeceğini sanacak kadar şapşallaşmış durumdalar. 12 Eylül referandumundan kesin 'hayır' çıkacağına patronlarını inandırıp gruplarını madara ettiler, şimdi daha da madara olup Aydın Doğan'a daha da zarar vermek istiyorlar herhalde... 'Biz batıyoruz, sen de bat patron' kafasındalar, Allah sonlarını hayretsin... Şu an bu grup, potansiyel gücüyle istediği an hem tiraj anlamında hem ticari anlamda Hürriyet'i devirebilir. Bunu herkes biliyor... Fakat bu durum ÖzDeccalgiller tarafından Enis Berberoğlu aleyhine kullanılacağı için şahsi kanaatime göre bu grubu yöneten irade bunu özellikle yapmıyor, centilmen davranıyor.Yakın geçmişe kadar CHP'nin kayıtlı üyesi olan, hâlâ gönlü CHP'den yana olan ama kirli kumpaslarla işi olmayan Berberoğlu zaten ÖzDeccalgillerin sürekli sinsi saldırısı altında. Berberoğlu'nu paralize etmek için zaten her an numaralar döndürüyorlar. Yeni Türkiye kuvvetlerinin bu kumpasları planlayanların işine gelecek adımları atması doğru olmaz... Şundan emin olun ki, Turkuvaz grubunun potansiyel gücünün yirmide biri ÖzDeccal ve çetesinin elinde olsaydı, batırmadıkları gazete, Korkmaz Yiğit pozisyonuna sokmadıkları bir patron dahi kalmazdı. ÖzDeccalgillerin en kral dönemlerinde bile bu kadar güçleri olmadı, hep başka dengeler vardı ama Yeni Türkiye'ye bunlar gibi zalim olmak yakışmaz. Mühim olan güçlüyken adil olabilmektir... Gücün varsa bile rakiplerini yok etmemek, onların da varlığını savunmak adaletin gereğidir. Tabii karşı tarafta kumpaslara,tezgahlara devam etmeyecek ve içindeki çürükleri ayıklayabilecek... Bu da onların görevidir...
MALUM ÖĞLE YEMEKLERİ
Yeri gelmişken, Yeni Türkiye'nin iç kamuoyu için belirteyim, çünkü bazı şeyleri detaylı, açık yazmadan bazıları büyük resmi göremiyor, komik yorumlar yapıyor. Yeni Türkiye'ye destek vermek IQ düşüklüğünü gidermiyor... Aydın Doğan'ın öğle yemeği daveti üzerine ilk yaptığım, iş grubumuzun başyöneticisi Serhat Albayrak'ın yanına çıkmak oldu. Bu daveti söyledim, karşılıklı konuşup onay aldıktan sonra o yemeğe gittim. Nakkaştepe'deki yemeğin hemen ardından yine Serhat Bey'e gittim, yine detaylı konuştuk. Bizim evdeki ikinci yemekten önce ve sonra da aynı süreç gerçekleşti. Bizim cephedeki dostlar bunu iyi bilsin, ona göre pozisyon alsın... Ben gizli kapaklı iş çeviren, her yöne oynayan, her yola giren Eski Türkiye medya elemanı değilim. Bunu, Yeni Türkiye'yi yöneten irade çok iyi biliyor. Zaten o sebeple anlayanlar için bazı şeyler oluyor... Yeni Türkiye'yi destekleyen ama eski medya zihniyetiyle düşüp kalktığı için bu eski yöntemleri deneyen dostumuz maalesef epey var...
Ben tüm varlığımla, kanımın son damlasına kadar Yeni Türkiye'ye aitim, eski dönemi hiç yaşamadım, eski dönemden kalan tek bir münasebetim yok. Medyaya girme misyonum tamamen Yeni Türkiye'nin galip gelmesi için mücadele üzerinedir. Aksi bir senaryoda olmam, olamam. Yeni Türkiye varsa ben varım, yoksa yokum... Zaten o ihtimal Türkiye'nin de infilak etmesi demektir...