"Bu yeni NİLİ biriminin içinde hem Mossad, hem de Şin Bet ajanları var. Şin Bet, malum Mossad'ın dahili versiyonu, yani İsrail'in iç istihbarat teşkilatı. Açılımı Şerut-ha-Bitah'on ha- K'ali; anlamı Genel Güvenlik Servisi...
Eski, tarihi NİLİ üzerine de vaktiyle çalışmış, bu konuda pek çok kaynak okumuş ve MİT Efsanesi adlı kitabımda NİLİ'yi yazmış bir gazeteciyim.
Bu Amancı dediğim Ahron Bregman NİLİ'nin gerçek olduğunu söylüyor. Gerçek olsa ne yazar, efsane olsa ne yazar! İsrailliler, propaganda işinde mahirdir, gizli servislerinin gücünün hatırı sayılır bir kısmı da propagandadan kaynaklanır.
Netanyahu hükümeti, yeni NİLİ konusunda; istihbaratın o meşhur klişesiyle 'neither confirm, nor deny' yani ne teyit, ne de tekzip ederim konseptiyle hareket ediyor. Sadece Shin Bet'in başındaki zat, NİLİ ismini kullanmadan bir suikast birimi kurduklarını söyledi."
Yukarıdaki satırlar, 4 Şubat 2024'te bu köşede yayınlanan İsrail'in yeni nesil NİLİ'si başlıklı yazıdan.
Bu yazıda ise NİLİ, Mossad, Şin Bet, Aman, İDF dahil İsrail'in suikast yapan bütün güvenlik ve istihbarat birimlerinin operasyonlarını masaya yatıracağız.
İsrail'in Mossad ve İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) aracılığıyla yürüttüğü Hamas ve Hizbullah liderlerine yönelik suikast operasyonları son dönemlerde yoğunlaştı. En son hedef Yahya Sinvar'dı ve yayınlanan görüntüler de gösteriyor ki, Hamas Lideri ruhunu teslim edene kadar yiğitçe savaştı.
ASIL OPERASYONLAR NİLİ İLE BAŞLADI
İsrail, Hamas ve Hizbullah'a yönelik operasyonlarını, özellikle 2000'li yıllardan itibaren yoğunlaştırdı, ancak asıl operasyonlar, Ekim 2023'ten sonra kurulan NİLİ adlı suikast şebekesiyle başladı.
Bu dönemden sonra İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamları sırasında Yahya Sinvar'ı hedef alan birkaç suikast girişimi de oldu.
Esas olarak İsrail'in, suikastlarında iki yolu tercih ettiği görülüyor. İlki, Mossad tarafından yürütülen operasyonlar. Mossad, hedef kişileri fiziki ve teknik takip tarassutla izliyor, günlük rutinini ve rutin dışı program ve seyahatlerini belirliyor ve uygun zamanda İDF'ye (açılımıyla Israel Defence Forces/ İsrail Savunma Güçleri) bildiriyor. Onlar da yeni nesil teknolojik imkânlarla; İsmail Haniye suikastı emsalinde gördüğümüz üzere Yapay Zekâ destekli sistemlerle 'düğmeye basıyor'.
2010'da Hamas'ın silahlı kanadının yöneticilerinde Mahmud el-Mabhuh'un Dubai'de Mossad tarafından öldürülmesi gibi HUMINT, yani İnsana Dayalı İstihbarat operasyonları da var.
İkinci yöntem ise İDF'nin doğrudan askeri operasyonları. Ki Yahya Sinvar da böyle bir operasyonla vuruldu.
Geçmiş örneklerden Ahmed Yasin Suikastı var. 2004 Gazze'de bir hava saldırısıyla hayatını kaybetti.
Hizbullah'ın askeri kanat yöneticisi 2007'de İmad Muğniye ise Suriye'de Mossad'ın düzenlediği bir suikast ile etkisiz hale getirildi.
İNGİLİZ PASAPORTLU VATANDAŞLARINI KULLANDI
Bunun yanı sıra 2010 senesinde yine Dubai'de Hamas'ın silah tedarikçilerinden Mahmud el-Mabhuh suikastı var.
Ancak İsrail, bu Dubai operasyonlarında İngiliz pasaportu taşıyan Büyük Britanya vatandaşlarını da kullandığı için İngiltere'nin tepkisini çekti ve bir daha İngiliz vatandaşı kullanmadı.
Sonuç olarak İsrail'in Yahya Sinvar gibi Hamas liderlerine veya Hasan Nasrallah gibi Hizbullah liderlerine yönelik operasyonları belli ki devam edecek. Çünkü bu tür suikastlar, her ne kadar İDF sahada, kara savaşında başarılı olamadığı için de etki gücü yüksek eylemler olarak görülüyor.
Ana hedef; korku yaratmak, bir başka deyişle savaşı terörize etmek.
Tek cümleyle toparlayayım: İş bu taktiksel olmayan stratejik hedefin haritasını çıkarmak için de NİLİ adlı suikast şebekesini bizim sık sık yaptığımız gibi masaya yatırmak elzem