Son günlere damgasını vuran "FETÖ'nün siyasi ayağı" tartışmasına şimdi 15 Temmuz darbe ve işgal girişimiyle ilgili Meclis'in hazırladığı araştırma raporu da eklendi.
Eklendi çünkü ortada garip bir durum var. Darbe sonrası Meclis'te grubu bulunan 4 parti bir araya gelmiş ve FETÖ darbesinin tarihsel boyutunu, iç ve dış ilişkilerini araştıran bir komisyon kurulmasına karar vermişti.
Araştırma sonunda ortaya 650 sayfalık bir rapor çıktı.
O rapor hazırlanırken FETÖ'ye karşı Meclis'teki partilerin ortak bir tavır alacağı beklentisi bir hayli yüksekti.
Ancak böyle olmadı ve daha o günlerde siyasetteki derin ayrışma kendini gösterdi. Hatırlayın, CHP destek verdiği Yenikapı Ruhu'ndan kısa sürede koptu ve 15 Temmuz'a "kontrollü darbe" demeye başladı.
CHP'nin bu yaklaşımı doğal olarak raporun kaderini de etkiledi.
Komisyonun 650 sayfalık ana raporuna CHP tam tersi tezlerle 450 sayfalık muhalefet şerhi düşmüştü. Başlığı bile her şeyi anlatmaya yetiyor:
"Öngörülen, önlenmeyen ve sonuçları kullanılan kontrollü darbe..." Sanki CHP'li komisyon üyeleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 20 Temmuz'daki Olağanüstü Hali bahane ederek ortaya attığı "kontrollü darbe" tezini Meclis kayıtlarına geçirmek için oradaydı.
Bu yüzden Özgür Özel gibi bazı CHP'li aktörlerin "bal gibi darbeydi" demelerinin hiçbir anlamı yoktu. Çünkü CHP'nin 450 sayfalık muhalefet şerhinde, ne FETÖ'nün 60'lara uzanan kirli geçmişi, ne de ABD'yle bağlantısı vardı.
Daha çok AK Parti'nin FETÖ'yü büyüttüğü hatta darbeyi önlemediği iddiası yer alıyordu.
Böyle derin bir ayrılığa rağmen, Komisyon Başkanı AK Parti Milletvekili Reşat Petek, hazırladıkları raporu, CHP ve MHP'nin muhalefet şerhleriyle birlikte Meclis Başkanlığı'na teslim etmiş ve görüşülmesini istemişti. Ancak ona rağmen tartışma da bitmemişti. Bu kez de CHP teslim edilen raporun değiştirildiğini iddia ederek, 72 sayfalık bir ek rapor vermek istiyordu.
Buna da Komisyon Başkanı Petek, itiraz ediyordu: "Komisyonun görevi yasal olarak bittiği için yeni bir ekleme yapamayız. Muhalefet zaten şerhini yazmış. Orada istediğini söylemiş." CHP'li Engin Altay buna öfkeleniyor ve şöyle diyordu: "Meclis Başkanı bize raporun basımının durdurulduğunu söyledi. Eğer basılan bir rapor varsa hepsini toplar Meclis bahçesinde yakarım." Gerekçeleri de raporda yer alan şu türden tespitlerdi:
"Rapor yazım sürecinde CHP Genel Başkanı, FETÖ/PDY'nin söylemleriyle örtüşür biçimde 'kontrollü darbe'den söz etmeye başlamıştır." CHP'nin bu çıkışını haksız bulan Petek ise şöyle diyordu: "Biz komisyon olarak yazım aşamasında onlara 'katkınızı bekliyoruz' dedik. Onlar da bize, 'Biz muhalefet şerhi koyacağımız için gerek yok' dediler." Bu tablo komisyonlarından neden sonuç alınamadığının son örneği...
Ortada emek verilmiş bir rapor var ama Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un deyimiyle "kadük" durumda. Hatta Meclis sitesinde "verilmedi" bilgisi var.
Neden? Çünkü uzlaşma sağlanamamış.
Niyet darbelerle yüzleşme olmayınca sonucun böyle olması şaşırtıcı değil.
O raporun yayınlanmasını isteyen AK Partili Petek, son söz olarak şöyle diyor: "O raporda bizim gocunacağımız hiçbir şey yoktur.
Bunun yayınlanmaması için uğraşan CHP'ydi. Sanıyorum CHP genel görüşmede olay çıkartır diye Meclis yönetimi çekindi." Gerçekten de durum bir hayli ilginç.
CHP, önce "yayınlanmasın" diye tehditler savurdu sonra "rapor kaybedildi, saklandı" diye söylenti yaydı, şimdi ise "neden yayınlanmıyor" diye esrarengiz bir hava veriyor. Bu durumu değiştirmenin tek yolu, o raporu bir an önce yayınlamak.