Başlık biraz "ölümden sonra" gibi oldu, farkındayım. Ama gidişat bunu gösteriyor.
Yunanistan AB'deki ilk çatlağı yaratacak referanduma ve muhtemel sonuçlarına doğru gidişatı başlatmış durumda.
Eğer referandum gerçekleşir ve "hayır" oyu çıkarsa, (ki kamuoyu araştırmaları bu yönde) Euro'dan ilk kopan Drahmi olacak. Bunu, bir AB üyesinin iflas etmesi izleyecek. Bir sonraki adımda Birliğin dirliği bozulacak.
Zaten Euro'nun dışında kalan Ada Avrupası İngiltere, krizin derinleşmesi halinde belki de benzer referandumu, AB'de kalıp kalmama yönünde yapacak. İspanya, Portekiz, İtalya ve diğer başı dertte üyeler için birliğin geri kalanı "fayda/ maliyet" hesabı yapacak.
Özetle kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği, kurulduğundan bu yana ilk kez "sadakat" noktasında teste tabi tutuluyor ve bu krizin dinamikleriyle sınav veriyor. Görünen Euro'nun namusunu koruma gayretindeki Almanya ve Fransa dışında, "birliğe sadakat" konusunda kafaların net olmadığıdır...
Türkiye 2 açıdan bu durumun olası etkileriyle yakından ilgilenmek zorunda kalacak. Birincisi, zaten "bekleme salonundaki" ülke olmamızdır. Yaşlanan, yavaşlayan Avrupa'nın Türkiye üyeliğine karşı tutumu, radikal dönüşüm gösterebilir. Euro'yu koruma belasına, Yunanistan gediğini kapama adına, AB üyeliğini "altın tepsi" içinde sunabilirler.
İkincisi komşusu yangında iken bizlerin huzurlu olamayacağımızdır. İhracatımızın yarıdan fazlasını temsil eden AB'nin dağılma süreci, Türkiye için 2023 hedeflerini koruma açısından radikal bir "eksen kayması" gerektirecek. Yunanistan'ın iflası halinde, komşumuzla ilişkilerimiz de dönüşecek.
Sonuçta Yunanistan'dan sonra, AB de Euro da bir daha asla eskisi gibi olmayacak.