Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Yunanlı, krizin kobayı!

Yunanistan'ın bugün yaşadıkları, Türkiye'nin 1990'larda yaşadığı "kayıp yılların belgeseli" gibi... Har vurup harman savrulan kamu kaynakları, seçimlerde verilen siyasi rüşvetler, hayatla bağlantısı olmayan taban fiyatları, oy silahıyla bütçeden koparılan maaş zamları ve "deniz tükendi" sendromu...
Komşu bugün "ya istiklal ya ölüm" ikilemini; referanduma götürüyor. Ocak ayındaki referandumda Yunanlı, 109 milyar euroluk yardım paketinin akıbetini oylayacak.
Ya "yardımı alalım ve şartlarına uyalım" diyecekler. Ya da "istiklal elden gidiyor, ekonomik ölüme katlanalım" diyecekler.
Fakat bu ekonomik ölümün tanımı "net değil" ve kafalar karışık. Ülkenin egemenliği azalıyor gerekçesiyle IMF ve Eurogroup'un "mali yardımının" reddedilmesi halinde, AB'nin elinde "fünyesi çekilmiş bomba" kalacak.
Yunan halkı bir bakıma euro ile drahmi arasında seçim de yapmış olacak. Drahminin seçimi, yardımın reddi demek. Bu da eurodan ilk kopma anlamını taşıyor. Görünen, Yunanistan'ın drahmiye dönmesi halinde eurodan kopmaların "içtihadı" oluşacağı yönünde.
Yunanistan, AB'nin ilk büyük ölümcül hastalığının semptomu... Küresel krizin derinleşmesine bağlı olarak Birliğin dağılmasına dek gidilebilir. Aslında komşu, küresel krizin "hangi bedelle" atlatılabileceği "kobayı" gibi...
Krize çareyi, zaten bu krizi yaratan zihin yapısı ile arıyorlar ve "maddi" tedbirlerle "çözebiliriz" umudundalar. Komşu, tam da bu "çare(!)" için test laboratuarı durumunda.
Referandum ise krizin kobayı komşuya dair ilk test sonuçlarından başka bir şey değil. Reddetseler iflas, kabul etseler, sancılı ölüm.
Fakat görünen, dünya kaynaklarının %99'unu yöneten iştahı yüksek %1'in, kendi yaşam tarzını değiştirmeden çözümün gelemeyeceğidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA