Geçen sene döviz kurunda yaşanan ani yükselişin birikimli etkisi, fiyatlama davranışlarındaki bozulma, maliyet baskısı, güçlü talep ve yaklaşık bir yıl süren seçim ekonomisi neticesinde enflasyon yüzde 75'e kadar çıktı. Çok yüksek ihtimalle mayıs ayı itibarıyla enflasyonda zirveyi gördük. Beklenmedik bir gelişme olmadığı müddetçe, önümüzdeki aylarda enflasyon kademeli biçimde gerileyecek.
Kur ve maliyet baskısı azalıyor. Döviz piyasası oldukça stabil. Hatta TL, reel olarak değer kazanıyor. Seçimlerden önce dolar/TL için yıl sonu beklentisi 44 civarındaydı. Son günlerde beklentiler 40'ın altına kadar geriledi. Küresel emtia fiyatları sakin. Yılın ikinci yarısında ücret artışları da geçtiğimiz iki yıla kıyasla sınırlı olacak. Artık reel sektörün fahiş fiyat artışları için maliyet bahanesine sarılmaması gerekir.
Kamu kesimi, seçim ekonomisi uygulamalarını geride bırakıyor. Önümüzdeki aylarda deprem ve zorunlu harcamalar hariç diğer kamu harcamalarında frene basılacağının sözü verildi. Yine de kamu maliyesinde çok büyük bir sıkılaştırma hamlesi beklememek lazım. Ama maliye tarafında enflasyonu tetikleyecek ilave harcamaların gelmeyecek olması olumlu bir gelişme. Kamu tarafından yönetilen ve yönlendirilen fiyatların da enflasyon tahmini ve hedefi ile uyumlu hareket etmesine dikkat edilmeli.
Para politikası henüz tüketim harcamalarını bariz biçimde soğutamamış olsa da yavaşlatıcı etkiler görülmeye başlandı. Yılın ikinci yarısında talebin ilk altı aydaki kadar canlı olması beklenmiyor. Önümüzdeki aylarda sıcak para girişlerinin TL'de aşırı değerlenmeye neden olup ithalatı körüklemesine karşı tedbirli olmak lazım. Bir noktadan sonra para politikası gevşemeye başlayacak. Bu gevşemenin ilk olarak etkisini tüketici kredilerinden ziyade ticari kredilerde göstermesi için politika tedbirleri de almak gerekebilir.
YIL SONU İÇİN OLASI SENARYO
Yukarıda özetlemeye çalıştığım nedenlerden ötürü bundan sonra enflasyonun düşüşe geçeceğini öngörmek zor değil. Esas kritik mesele, enflasyondaki düşüşün hızı ve yılı hangi seviyede kapatacağımızdır. Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 38. Aralık sonunda bu seviyeyi görmek için bundan sonra enflasyonun aylık bazda kabaca yüzde 1.7 oranında artış sergilemesi gerekiyor.
Geçtiğimiz 10 yılın haziran-aralık dönemi için ortalama aylık enflasyon yüzde 1.81 olarak gerçeklemiş. Bu tablo, önümüzdeki yedi ay boyunca enflasyonun 2014-2023 dönemi ortalamasına kıyasla bir tık daha düşük gelmesi gerektiğini söylüyor. Ulaşılması imkansız bir performans değil. Ama kolay olduğunu da söyleyemeyiz. Bunun iki sebebi var: Birincisi, henüz fiyatlama davranışları ve enflasyon beklentileri tam olarak normalleşmedi. İkincisi, para politikasına destek verecek yapısal reformları henüz göremedik.
Piyasanın yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 43.64. Merkez ile piyasa arasında yaklaşık altı puanlık bir fark var. Aradaki makas önümüzdeki aylarda biraz kapanabilir. Ama mevcut koşullar yıl sonunda enflasyonun yüzde 40'ın üzerinde gerçekleşmesinin daha olası olduğunu gösteriyor.
ÇİP ÇILGINLIĞI
2000'li yıllara kişisel bilgisayarlar, cep telefonları ve internet damgasını vurdu. Salgın, bu dijitalleşme eğilimini çok daha yüksek bir seviyeye çıkardı. Dijitalleşme ile çipler hayatımızın her alanına yayıldı. Taktığımız saatlerden kullandığımız arabalara, iş yerlerindeki ekipmanlardan evdeki beyaz eşyaya kadar hayatımızın her alanında çiplere gittikçe bağımlı hale geliyoruz. Son 1.5 yıllık süreçte yapay zekâda yaşanan gelişim, çip talebini sadece nicel olarak değil nitelik olarak da yukarıya taşıdı. Yapay zekâya yönelik çip pazarının önümüzdeki 10 yılda 10 katlık bir artışla 250 milyar doları aşacağı tahmin ediliyor.
Artan talep haliyle yapay zekâya özel çip üreticilerini popüler hale geldi. Bu şirketlerin başında Nvidia geliyor. Esas uzmanlık alanı, oyun tabanlı bilgisayarlara ekran kartı üretmek olan Nvidia, bu alandaki becerilerini ve deneyimlerini çip üretimine kaydırıyor. Kaliforniya merkezli bu teknoloji şirketinin piyasa değeri sene başında Apple'ın yüzde 35'i kadardı. Yatırımcılar sene başından bu yana Nvidia'ya adeta çılgınlık seviyesinde ilgi gösteriyorlar. Nvidia bu hafta ortasında Apple'ı geride bırakarak 3 trilyon dolar barajını aştı.
Baş döndürücü hızdaki bu yükseliş, ister istemez değerlemelerin ne kadar gerçekçi olduğu sorusunu akıllara getiriyor. Malum, finans tarihi çok hızlı şişen balonların hikayeleriyle dolu. 2000'lerin başında bunun bir benzerini Cisco yaşamıştı. İnternet trafiğindeki beklenen yükselişe istinaden fiber optik ekipmanlara artan talep Cisco gibi şirketlere yaramıştı. Cisco'nun hisse fiyatı iki yıl içinde 7 kat artmıştı. Ancak, internet trafiğinin o dönem abartıldığı hızda yükselemeyeceğinin anlaşılması sonrasında hisse fiyatı 2000'nin hemen başında çakılmıştı. Dot.com balonu olarak adlandırılan bu dönemin ardından neredeyse çeyrek asır geçse de Cisco'nun hisse fiyatı bir daha o kadar yüksek seviyeleri göremedi.
Benzer bir balon bu sefer de yapay zekâ çipleri için çıkar mı bilinmez. Ama tarih, bize aşırı iyimser ve çılgın fiyatlamalara dikkat edilmesi gerektiğini öğütlüyor.