Kemal Kılıçdaroğlu "yapay gündem" dediği muhtıracı amiraller tartışmasını ne yapıp edip değiştireceğini açıkça söylemişti.
Yoğun şekilde çalışıyor da...
CHP günlerdir "128 milyar nerede?" sloganıyla başlattığı kampanyayla gündemi belirlemeye uğraşıyor.
Her gün çeşitli mecralarda tekrar tekrar "128 milyar nerede?" diye soruyorlar.
Merkez Bankası Başkanı, Hazine Bakanı, iktidar vekilleri cevap veriyor...
Tablolar yayınlanıyor...
Merkez Bankası'nın ilgili verileri zaten her hafta açıkladığı, isteyen herkesin bunlara ulaşabileceği, rezervlerdeki artışı ya da azalışı gizlemenin zaten mümkün olmadığı söyleniyor...
Ama nafile...
Muhalefet "Bakayım ne cevap verdiler" diye bir an bile duraksamadan nakarata sarıyor:
"128 milyar nerede?"
Cevabı açık soruları tekrar etme, "Hurşit Külter nerede" tartışmasını getiriyor.
Hatırlar mısınız, darbe girişiminden hemen önceydi. 27 Mayıs 2016'da DBP isimli bir partinin Şırnak il yöneticisi olan Hurşit Külter'in gözaltına alındığı ve sonrasında kendisinden haber alınamadığı söyleniyordu.
Resmi yetkililer bu şahısla ilgili bir gözaltı kaydı olmadığını açıklıyorlardı.
Ne var ki "Belgeleri de siz yazıyorsunuz" diyen Demirtaş'ından tutun da birkaç ay sonra darbeye kalkışacak olan şakirtine kadar tüm muhalifler "Hurşit Külter nerede?" diye tekrar tekrar sormaya devam ediyorlardı.
Meclis'te afişler asılıyor, duvarlara yazılamalar yapılıyor, sosyal medyada hashtag'ler açılıyordu...
Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala hakkında soru önergesi bile verilmiş, hatta iş AİHM'e kadar varmıştı. Derken bizim Hurşit Külter nerede, 7 Ekim'de Kerkük'te kameraların karşısına çıkıverdi.
4 aydır herkes onu ararken niçin çıkıp da "Buradayım, aramayın" demediğini ise "Ancak fırsat bulabildim" diyerek açıklıyordu.
Ne yapsın, meşgulmüş adamcağız.
Hurşit Külter nerede diyerek iktidarı katil ilan edenlerse içeride ve dışarıda aylarca gündemimizi meşgul ettikleri için tek bir özür dilemeden ortadan kaybolmuşlardı.
Bakalım Kemal Bey'in kötü dediği ekonomiyi dinamitleme kampanyası ne kadar dayanacak?
***
YOK YA, ASMAYALIM, BESLEYELİM BENCE!
Korona basınımız birkaç gündür aşı randevusu alıp da gitmeyenlere ne gibi cezalar verilmesi gerektiği üzerinde çalışıyor.
Bunlara kırk katırlık para ceza kesilsin diyeni mi ararsınız, kırk satırı aratmayan hapis cezaları teklif edenleri mi?
Hatta mazereti olanları tenzih ederek, aşıyı yeterince ciddiye almayan bu kişileri teröristle bir tutan bile var.
E sağlık ve terör bir araya gelince haliyle kaygılanıyor insan... Şimdi çıkıp bir babayiğit köşe kadısı çıkıp da "Asmayalım da besleyelim mi" diye racon kesecek diye.
Sakin olun beyler hanımlar...
Virüsle mi mücadele ediyorsunuz, bizlerle mi, arada karışıyor da.
***
BİR KAPI KAPANIR, BİR KAPI AÇILIR
Geçtiğimiz günlerde ülkemizde olan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Ukrayna vatandaşlarına Türkiye'ye tatile gitmeleri çağrısı yapmış.
Moskova'nın korona vakalarını gerekçe göstererek Türkiye'ye yönelik aldığı seyahat sınırlaması kararının ardından turizm sektöründe çalışanlar için güzel bir haber.
Bakalım yaz mevsimiyle birlikte, bu senenin mevsimsel gribi olan Kovid vakaları Türkiye'de de düşmeye başlayınca Rusya nasıl bir "tıbbi bahane" bulacak?