Geçenlerde Ahmet Hakan'ın Orhan Pamuk'la ilgili yazısını gönderen gazeteci bir arkadaşım soruyordu:
"Pamuk romanında Atatürk'le alay ediyormuş. Sen de kitabı değerlendirdin ama bunu yazmadın. Yoksa fark etmedin mi?"
Kendisine, Pamuk'un "Veba Geceleri" isimli kitabında pek çok karaktere gönderme yapıldığını... Adı üstünde bunun bir roman olduğunu... Ayrıca kitapta da bir hakarete rastlamadığımı... Ve son olarak, romanları "Bakalım yazar Türk Ceza Kanunu'na göre suç işlemiş mi?" sorusuna cevap aramak için okumadığımı, bunun basın savcısının görevi olduğunu anlattım.
"Haklı olabilirsin ama yazın daha çok dikkat çekerdi" dedi.
Haklıymış...
Zira Hakan dün köşesinde, "'Küçükken kargaları kovalardı' detayına bile yer vererek Atatürk'le alay ettiğini tartışmasız hale getiren Orhan Pamuk'un niyeti ve amacı ne acaba" şeklindeki ihbarının dikkatleri biraz fazla çektiğinden yakınıyordu.
Öyle ki savcılar devreye girmiş.
Niye böyle şeyler oluyormuş ki cennet vatanımızda?
Yazısından okumaya devam edelim. Çünkü efendim...
Adamın biri, bu kitapta Atatürk'e hakaret var diye ortaya çıkıyormuş...
Daha da önemlisi ve "ne yazık ki"si "ülkemizde entelektüel bir tartışmayı anında kriminal bir olgu haline getirmeye kalkan kafalar" varmış...
Ondan sonra böyle tüy gibi, "istenmeyen durumlar" ortaya çıkıyormuş işte...
Farkında mısınız, Ahmet'in "adamın biri" dediği de bahsettiği kafa da tıpkı kendisi!
Bu arada madem dikkat çekiyor, Ahmet bir yazısında da Pamuk'un kitabındaki "Zalim Abdülhamid" türünden oryantalist pazarlama tasvirlerini afişe etsin. Onun da alıcısı olur.
Zaman onun zamanı değil mi diyorsunuz?
Olsun be, denge için iyi olurdu işte. Bir sağdan bir soldan...
***
YILMAZ ÖZDİL İÇİN ZEKÂT VAKTİ
Pek çok Osmanlı padişahının özel eşyalarıyla birlikte Atatürk'ün güderi bir ceketi açık artırmaya çıkıyormuş.
Müzayedeyi düzenleyen firmanın kurucusu Hüseyin Kocabaş, müzelerde sergilenecek kadar önemli olan eserler arasında Atatürk'ün ceketinin bütün eserlerden ayrı olduğunu söylüyor.
Ceketin geliri de Türk Eğitim Vakfı'na bağışlanacakmış.
Umarım müzayedede en yüksek değer Atatürk'ün ceketine biçilir. Alan da memnun olur çocuklar da...
Açılışın 1 dolar olmasıysa vakit kaybı.
Son olarak, kapağına Atatürk'ün imzasını bastığı kitaplarını asgari ücretten satmayı başaran Yılmaz Özdil devreye girsin.
Hem ramazandayız, yayınevinin ve kendisinin Atatürk'ün üzerinden kazandıkları paranın zekâtı olur.
Hem de dün Atatürk'e hakaret ettiği iddiasıyla hakkında açılan davadan beraat etmiş, adak niyetine sayılabilir.
Elbette satış, Özdil'in ceketi bir müzeye sergilenmek üzere bağışlaması şartıyla olmalı tabii.
Belli mi olur, tutar ceketi Atatürk adına imzalamaya falan kalkar...
***
YEMİN EDEBİLİRİM AMA KANITLAYAMAM
Rusya, korona vakalarını gerekçe göstererek Türkiye'ye seyahat sınırlaması getirdi.
Ne var ki bu açıklama bana inandırıcı gelmiyor.
Zira kararın, Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın Türkiye ziyareti sonrasına ve Ankara'nın ABD gemilerinin Karadeniz'e çıkma başvurusunu değerlendirdiği sürece denk gelmesi tesadüf olamaz.
Kaldı ki söz konusu olan pandemi tedbirleriyse kimse Türkiye'nin eline su dökemez. Türkiye'deki izolasyon kısıtlamaların hiçbirine başvurmayan Rusya hiç dökemez.
Evet, belli ki Putin, ABD'deki yeni yönetimin ve geçtiğimiz hafta en üst düzeyde Ankara'ya çıkarma yapan Avrupa Birliği'nin Türkiye uzattığı zeytin dalları karşısında yapacağı hamleyi kestiremiyor...
Batı'nın profesyonel diplomasi hamleleri karşısında soğukkanlılığını kaybediyor...
Ve yakın geçmişte sonuç vermeyen hatalarda ısrar edip Türkiye'ye karşı ekonomi kartını çekiyor.
Putin'in bu tarzının iki ülkeye de zarar verdiğini anladığını sanıyordum.
Demek bu kez de yaşananlardan ders çıkarmış rolü yapıyormuş.