Geçtiğimiz gün, Pelikan geyiğine Avrupa Birliği'nin eski Türkiye raportörü Kati Piri de katıldı. Piri, attığı bir tweette, Osman Kavala'nın yeniden tutuklanmasını "Pelikan isimli bir kliğin cadı avına" bağlıyordu.
FETÖ'cü troller ve muhalif pozlarıyla Kemalistleri, solcuları kekleyen gazeteciler, siyasiler vs. de Piri'nin mesajını elden ele yaydılar...
FETÖ firarisi Can Dündar'ın kankisi olan bu sevimsizi, Selahattin Demirtaş'ın gönüllü avukatı olarak da tanıyoruz.
Peki, nedir bu Piri gibi yurt dışındaki Türkiye düşmanı militanların bile sarıldığı Pelikan umacısı?
Hikaye 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden hemen önce başladı...
Kampanya, o günlerde dümeni dönemin Başbakanı Davutoğlu'ndan yana kıran Yeni Şafak gazetesi üzerinden başlatıldı.
İbrahim Karagül yönetimindeki gazete, internette yayınlanan ve Davutoğlu'nu eleştiren imzasız bir blok yazısını "AK Parti hükümetine darbe" olarak kamuoyuna duyurdu.
Söz konusu yazıda Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı arasındaki siyasi gerginliğe dair iddialar yer alıyordu. Metinde, dönemin başbakanına basında sert eleştiriler yapan bazı gazetecilerin isimleri de zikrediliyordu.
Karagül ve ekibi, benim de aralarında olduğum bu gazetecileri, sanki bir başbakanın icraatlarını eleştirmek suçmuş gibi, kriminalize ediyordu.
Gazetenin bir kaç hafta içinde yaşanacak darbe girişiminin hemen öncesi dikkatleri FETÖ'nün hedef tahtasında olan gazetecilerin üzerine çekme kampanyası başarılı da oldu.
Tüm FETÖ'cüler, karanlık odalar, okyanus ötesinin CHP'deki ve AK Parti'deki sözcüleri, "İslamcı" takılan karanlık tipler ve PKK'lılar da "Pelikan" diye papağan gibi tekrarlamaya başladılar.
Muhtemelen darbe girişimi başarılı olsaydı bugün FETÖ yerine, PETÖ (Pelikan Terör Örgütü) sepetinde Erdoğan'a destek veren gazetecileri yargılayacaklardı.
***
15 Temmuz'da başaramadılar.***
Hadi, meslektaşlarının, siyasilere ve partilere yönelik eleştirilerinden ötürü linç edilmesine gık bile demeyen basın örgütlerini anlıyoruz. İpleri kimin elinde, malum.