Mahkeme dün Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu ünlü Gezi davası sanıkları hakkında kararını verdi. Geçtiğimiz duruşmada müebbet hapis cezası istedikleri sanıkları beraat ettirdi.
Ülke ikiye bölünmüş durumda...
Gezi'ciler "barışçıl bir eylem yaptığımız tescillendi" diye seviniyorlar.
Karşı taraftakilerse "o zaman yaşadıklarımız neydi" diye sitem ediyorlar.
Davanın başından beri analizlerimi yargılanan isimler üzerinden yapmadım. Dolayısıyla şimdi de bu kararı Gezi'nin aklanması olarak okuyorum.
Zira iddianamenin "sığlığından" yakınmamın nedeni de bugünkü sonucun geldiğini okumamdı.
Ama kimseye dinletemedik.
Hatta hukuki sürece dair eleştirilerin yapılmasını ve bazı "özensizliklerin" altının çizilmesini "liberal takıntı" diye değerlendirenler bile oldu.
Tıpkı, ezberleri tekrarlamanın en güvenli yol olduğuna dair reflekslerin depreştiği her kritik olayda olduğu gibi.
Keşke bu olayda aynı hatalara düşmeseydik.
***
Ancak, mahkemenin birebir şahıslar hakkındaki kararı ne olursa olsun Gezi'ye dair kamuoyunun geniş kesiminin kanaati bellidir.***
Bu arada daha önce 2007 yılında benzer bir operasyonla (Cumhuriyet mitingleri) Cumhurbaşkanlığı adaylığı engellenmek istenen Abdullah Gül'ün Gezi Mahkemesi öncesi ihsası reyi de ibretlik olarak tarihe geçti.