Birleşik Krallık halkı Haziran 2016'da Avrupa Birliği'nden ayrılmak için gittiği referandumda "evet" oyu vermişti.
Ancak aradan geçen üç yıla rağmen somut bir ilerleme sağlanamamıştı. Bir önceki Başbakan Theresa May de AB ile vardığı Brexit anlaşmasını Parlamento'da kabul ettirememiş ve ağlayarak görevi bırakmıştı.
Ülkenin yeni Başbakanı Boris Johnson ise cuma gecesi, seçim vaadi olan Brexit'i Avam Kamarası'ndan geçirmeyi başardı. İngiltere 31 Ocak'ta AB'den ayrılacak. Geçmiş olsun.
Bir zamanlar "üzerinde güneş batmayan" Krallık'ın omuzlarından büyük bir yük kalktı diyebiliriz.
Zira ikili anlaşmalarıyla diplomasi tarihinde adeta destan yazan Birleşik Krallık, AB'nin sınırlamalarından, kotalarından kurtulmuş oldu.
***
Brexit karşıtı çevrelerse tam aksi görüşteler. Bu boşanmanın Birleşik Krallık halkının refahını olumsuz etkileyeceğini iddia ediyorlar.
Ne var ki, Brexit referandumunda
Londra'da yaşanan terör saldırıları, küreselci medyanın manipülasyonları ve AB'nin İngiltere'yi "içeride" tutmak" için ısrarı kimin kaybedeceğinin açık bir göstergesi.
Araştırmalar, İngiltere'nin ayrılmasıyla AB'nin bütçesinde
10 milyar euroluk bir açığın oluşacağını gösteriyor. Sadece
Almanya'nın bu açığın 4 milyara yakın kısmını üstlenmek zorunda kalacağı belirtiliyor.
Yunanistan ve
Doğu Avrupa ülkeleri gibi
"kıyak üyelerin" yükünün daha çok hissedileceği açık.
Elbette sorunlar aidatlarla sınırlı değil... İngiltere'nin ayrılması, zaten rekabet gücü günden güne zayıflayan Avrupa'da
"domino etkisi" yaratabilir.
Bu da birlik için sonun başlangıcı olabilir.
***
Brexit karşıtları ve dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 3,5'unu oluşturan İngitere'nin boşanma kararının
Türkiye gibi bazı ülkelerin ekonomisine de zarar vereceğini iddia ediyorlar.
Tahminler,
Türkiye anlaşmasız ayrılık durumunda,
2.4 milyar dolarlık ihracat kaybına uğrayacağı yönünde.
Ne var ki birliğe üye olmadan gümrük birliğiyle idare eden Türkiye ve artık
prangalarından kurtulan İngiltere arasında yapılacak
yeni ikili anlaşmalar hesaba katılmıyor.
Üzerinde pek durulmadı ama Ticaret Bakanı
Ruhsar Pekcan'ın dün yaptığı şu açıklama da Türkiye'nin önünde belirlen imkânları göstermesi açısından aydınlatıcıydı:
"Komiserle (Phil Hogan) görüşmede
Gümrük Birliği'nin güncellenmesinin her iki tarafa sağlayacağı ekonomik kazanımları gündeme getirdik. (Brexit)
Türkiye'nin AB ile İngiltere arasında imzalanacak anlaşmaya paralel bir anlaşma imzalanması üzerinde çalışmaları var"
Umarım biz de daha fazla vakit kaybetmeyiz.