MHP Lideri Devlet Bahçeli dün yaptığı yazılı açıklamada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Libya politikasına destek verdi.
"... Libya ve Suriye'deki krizlere tepkisiz ve hareketsiz kalındığı takdirde jeopolitik riskler ithal edilmiş olacak, Anadolu coğrafyası tehlikeye atılacaktır. İhtiyaç hasıl olursa Libya'ya asker göndermek aynı zamanda bir beka meselesi olup MHP'nin desteğini alacaktır."
Bahçeli, bu perspektife sahip iktidarın karşısında yer alanları ise şu sözlerle hedef aldı:
"Türkiye'nin karşısında inşa ve ihata edilmiş şer ve şiddet bloku hem kalabalık hem de karanlık mahiyettedir. İç siyasette artan tansiyonla birlikte uluslararası ilişkilerde yoğunlaşan gerilim ve yaptırım tehditleri ülkemizin içine alınmak istendiği kaotik yapıyı gözler önüne sermektedir... Dünya yeniden kurulurken, haritalar yeni baştan çizilirken ülkemizin önünü kesmek, milli bekaya kast etmek için alenen devreye girenlerin ne oldukları, neye hizmet ettikleri, nereye ulaşmak istedikleri esasen bellidir."

***

Devlet Bahçeli'nin sözlerinin muhataplarını hepimiz biliyoruz.
FETÖ söylemleriyle yola çıkan, hedefleri de iktidardan olmaktan ziyade iktidardan kıl kopartmak olan malum çevreler üzerinde durmak vakit kaybından başka bir şey değil.
Ancak, ülkede ana muhalefeti pozisyonunda olan CHP için böyle bir lüksümüz yok.
Zira Cumhuriyetin kurucu partisinin başındaki isim olan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikasında açıkça 100 yıldır yan yana duran "itilaf devletlerinin" yanında saf tutuyor.
Kılıçdaroğlu, Türkiye hükümetinin, Libya'daki meşru aktörlerle yaptığı ve ülkenin çıkarına olan anlaşmadan doğan haklarını Yunanistan'dan bile daha ateşli şekilde reddediyor.

***

Kemal Bey'in "Libya'da ne işimiz" çıkışını teorize etmekse, yıllarca her demokratik talebi "mütareke basını" diye yaftalayanlara kalıyor.
Aydın Doğan'ın hayaleti gibi Hürriyet'te dolaşan Ertuğrul Özkök o günleri çabuk unutanlardan... Geçen şu satırları kaleme almıştı.
"Acaba Türkiye, Libya'ya asker gönderirken bu keskin nişancıların, ağır topların ve Sukhoi'lerin Mehmetçiğe karşı kullanılmayacağı konusunda bir garanti aldı mı?"
Bu "tehditleri" bir yerlerden hatırlıyoruz değil mi?