Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde göreve gelen otuz Büyükşehir Belediye başkanını Külliye'ye davet etti.
Bildiğiniz üzere, 30 Büyükşehir'in 15'i Ak Parti'de. Geriye kalan büyükşehirlerden de 11 CHP'nin, 3'ü HDP'nin, 1 i de MHP yönetiminde.
Ancak Van, Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir Belediyelerine "terörle iltisaklı oldukları" iddiasıyla kayyım atandığı için HDP masada olmayacak.
Dolayısıyla asıl 30 Ağustos, 29 Ekim gibi ulusal bayramlardaki resepsiyonlara bile, ev sahibi rakip partiden diye katılmayan CHP'ni tavrının ne olacağı merak konusuydu.
Gerçi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu 15 Temmuz sonrasında da ülkede oluşan ortak iradeye dayanamayarak bu tavrından geri adım atmıştı... Ancak dün yaptığı açıklama daha içten ve kalıcı görünüyor:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti güzel. Belediyelerin sorunlarından bilgi almak istemesi güzel. Elbette Başkanlarımız da katılacak."
***
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de Külliye'den gelen davetle ilgili şunları söylüyordu:
"Tabii ki gideceğiz, koşa koşa gideceğiz!"
İYİ Partiy ise yerel seçimlerde büyükşehir belediyesi kazanamadığı için toplantıda da temsil edilemeyecek.
Cumhur ittifakında 1 Büyükşehir, 10 il ve 145 ilçe kazanan MHP kadar oy aldığı halde, Millet ittifakı'yla yalnızca 18 ilçenin yönetimini kazanabilen İyi Parti bu durumu mutlaka sorguluyordur değil mi?
Genel Başkanları Meral Akşener'in daha önce "yıkarız" dediği Külliye'deki 30 Ağustos Resepsiyonuna gitmesine... Ve Cumhurbaşkanının eline dört elle sarıldığını gösteren karelere bakılırsabir muhasebe tepeden başlamış durumda.
***
Görüyor musunuz, siyasetin normalleştiği, sivilleştiği bir ülkede ancak "protokol" sayılabilecek bu haber üzerine ne çok söyleyecek sözümüz var.
Olsun.
Çünkü bu ortak akla, sağduyuya ihtiyacımız var. Türkiye'nin geleceğinin, partizanlığa, anlamsız didişmelere rehin verilmemesi için de herkes elinden gelen katkıyı yapmalı.
O onu demiş bu bunu demiş... Hiçbir önemi yok.
Çünkü, Hem kendisinin, hem de partisinin başarılı bir yerel yönetim karnesi olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiyenin yüzde 85'ini oluşturan Büyükşehirlerle diyaloğu acil bir ihtiyaçtı.
***
CHP'nin, Ankara ile bağı, işbirliği sınırlı olan belediyelerindeki hizmet standartı ortada... Eskişehir dışında, kanalizasyon, çöp toplama gibi en basit hizmetlerinde aksama yaşanmayan CHP'li belediye neredeyse yok.
Üstelik, İstanbul ve Ankara gibi megapollerde muhalefet parti belediyelerin iş başı yapması nedeniyle sorunumuzun boyutu bugün daha büyük.
Bugüne değin, "Saray'a çağarsalar bile gitmem" türünden çocukça çıkışlarla, mahkemede borçlusu "Bu adamı tanımıyorum" deyince aklınca "Sen beni tanımıyorsan ben seni hiç tanımıyorum" diyerek üste çıktığını sanan Temel'i aratmayan muhalefeti de tebrik etmek lazım.
Umarız bugün üzerinde tartıştığımız gelişmenin, yeni hükümet modelimizdeki "sandıkta sorumlu olan Cumhurbaşkanlığı makamının" bir getirisi olduğunu da anlarlar. Eski defterleri nafile karıştırmak yerine bu tavrın devamı olarak daha yapıcı ve aktif bir muhalefet izlerler.
Sinyallerini hissetiğimiz yeni dönem siyaset sahnesinde yer alabilmek için başka yol da yok zaten.