Hiçbir başarı tesadüfi değildir. Beylik bir laf gibi gelebilir ancak gerçekten de öyle. Asla fanatik değilim fakat bir Galatasaray taraftarı olarak şampiyonluğumuza sevindiğimden çok daha fazla Voleybol Kadın Milli Takımı'nın olimpiyatlara katılacak olmasına sevindim.
Ne de olsa Türkiye'nin öyle çok öncelikli konusu var ki sıra bir türlü kültür, sanat ve spora layıkıyla gelmiyor.
Gönül istiyor ki takım sporlarında tam 52 yıl sonra, voleybolda ise ilk kez olimpiyata gitme başarısını gösteren Türkiye'de bu konu çok daha fazla konuşulsun.
Voleybolcu kızlarımızın her biri bu ülkenin önemli rol modelleri arasına girsin. Manşetlerimizi süslesin. Ama işte ne yazık ki öyle olamıyor. Başka taraftan esen bir rüzgar gündemin bir anda yönünü değiştiriyor ve hepimiz de gelen rüzgarla savruluyoruz.
Bu sütunlarda olimpiyatlara sporcu yetiştirmek için çeşitli projeleri hayata geçiren şirketleri her fırsatta yazan biri olarak, Milli Takım'da Eczacıbaşı Grubu'nun ne kadar önemli bir etkisi olduğundan da söz etmeden geçemeyeceğim.
Milli takımın başta kaptanı Esra Gümüş olmak üzere Neslihan Darnel'in, Büşra Cansu'nun, Gülden Kayalar'ın Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı'nın sporcuları olduğunu, eminim voleybolu yakından takip edenler dışında kimse bilmez. Ya da Teknik Direktör Marco Motto'nun 3 yıl önce Eczacıbaşı'nı çalıştırdığını, yardımcısı Alper Erdoğuş'un 9 yıl boyunca Eczacıbaşı'nda teknik adam olarak çalıştığını... Sadece bu da değil, Milli Takım oyuncularından Naz Aydemir'i, Neriman Özsoy'u da Eczacıbaşı'nın yetiştirdiği başarılı sporcular.
Bu şu demek oluyor, Türkiye'de özel sektörün elini uzattığı herhangi bir alanda uluslararası başarı çok daha çabuk geliyor.
Ben bunun üzerine maddi ve manevi devlet desteğinin çok değil azıcık daha artması halinde nelerin olabileceğini tahmin ediyorum. Türkiye rahatlıkla olimpiyatlara bir çok alanda pek çok sporcu gönderecek hale gelir.
Türkiye'de Avrupa'da oynayacak standartlarda bir takımın bugünkü maliyeti 5 ila 8 milyon euro arasında değişiyor. Bu paralar hiç de az değil. Ama işte alınan sonuçlara bakınca değdiği anlaşılıyor. Öğreniyorum ki Eczacıbaşı Kadın Voleybol Takımı 1966'da kurulmuş ve tam 28 kez Türkiye şampiyonu olmuş. Bu yıl ise üç kupayı da yani Süper Kupa, Türkiye Kupası ve Türkiye Lig Şampiyonluğu Kupası'nın sahibi olmuş. Eczacıbaşı geçen yıl Milli Takımlar'a 13 sporcu ve iki antrenör göndermiş.
Altyapı takımlarının 1991'den bu yana başarıları dikkate alındığında ise son 20 sezonda altyapı (genç, yıldız, küçük) takımlarına verilen 60 kupadan 41'ini Eczacıbaşı Spor Kulübü kazanmış.
Voleybola böylesine destek olan bir grubun takımı da işte böyle başarılı oluyor. Ben aynı şekilde 26 yıldır voleybola destek veren ve milli takım ana sponsorluğunu bir yıl daha uzatan Vakıfbank'ın desteğini de çok önemli buluyorum.
Türkiye'nin gençlerinde potansiyel var. İhtiyaçları olan tek şey teşvik edilmek, spor yapabilecek ortamlara kavuşmak. Onlar destek buldukça Türkiye'nin madalyalarının sayısı da artacak. Ben ümitliyim.