Deniyor ki, İstanbul'un içme suyunun büyük bir kısmı daha evlere varamadan ömrünü çoktan doldurmuş eski boruların deliklerinden akıp, heba oluyor.
Üstelik atık suların arıtılması konusunda hâlâ istenen seviyelere gelinmedi.
Kabine açıklanır açıklanmaz, hatırlayın devir teslim yapılarak bakan koltuğuna en hızlı oturanlardan biri Veysel Eroğlu'ydu.
Diliyorum ki, Eroğlu bu hızını çevre ve özellikle de su konusunda yapacağı iddialı çıkışlarla da gösterir. Tabii bir de orman konusu var ki o da aslında ayrı bir yazı konusu.
Küresel ısınmanın en önemli nedenlerinden biri olarak gösterilen atmosferdeki karbondioksit oranın giderek arttığı düşünülürse, dikilecek her fidanın ve yangınlardan ve kem gözlerden korumanın elzem hale geldiği ormanların önemi de daha iyi anlaşılacak.
Umuyorum yeni Çevre Bakanı, TEMA gibi erozyonla mücadele eden ve orman oluşturmak ve oluşturulanı korumak için canla başla çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla yakın çalışıp, diyalog içinde olur.