Kutuplaşma, gerçekleri perdeler. Nitekim Ömer Faruk Eminağaoğlu, farklı düşüncelere diyalog kapısını açınca, meramını daha iyi anlatmaya başladı.
Bugüne kadar, Barolar Birliği'nden hep ideolojik bir ses çıkardı.
Bu defa, liberal/sol görüşlü diye niteleyebileceğimiz Vedat Ahsen Coşar başkan seçildi ve rutin dışına çıkarak, Yüksek Yargı'yla taban tabana zıt düşünceleri seslendirdi: "Yargı ele geçiriliyor diye saik sorgulaması yapmak haksızlıktır, faşizmdir... Eskiden HSYK'da kast sistemi vardı; şimdiki yapı daha çoğulcu. Yargıçlar siyasi iktidarın uşağı olacak demek yanlış. Siyasi referanslarla hareket edilmemeli. Yargı hasta; sağlıklı adalet üretilemiyor. Statükocular herkesi kendi yetersizliğinde eşitlemek istiyor."
Yüksek Yargı'nın işgücünü azaltmak için, bir yandan Daire ve üye sayısı arttırılıyor; bir yandan bölge mahkemeleri kuruluyor. 24 baro, gene ideolojik bir tavır takındı; "Yargı ele geçiriliyor" diye ortaya çıktı.
Buna mukabil 37 baro, "Geciken adalet, adalet değildir" sloganıyla, reform yapılmasını istedi.
Bence yargı ele geçirilmiyor. Dar düşünce kalıpları yıkılıyor. Vesayetçi tavır sona eriyor. Farklı sesler bunun alameti.