3 kadın çeşme başında oturmuş konuşuyordu. Az ötede bir ihtiyar, onların çocuklarını methetmelerini dinliyordu.
Kadınlardan biri, "Benim oğlum öyle marifetlidir ki, ip üstünde yürür; hiçbir cambaz onunla boy ölçüşemez" dedi.
Diğer kadın, lâfa girdi: "Benim oğlumun sesini bir bilseniz... Tıpkı bülbül gibi şakır. Yeryüzünde kimsenin onun gibi sesi yoktur." Üçüncü kadın konuşmuyordu.
Diğerleri suskunluğunun sebebini sordular: "Niçin susuyorsun? Senin oğlunun övgüye değer bir yanı yok mu?"
Kadın cevap verdi: "Çocuğumun öyle üstün bir tarafı yok. Neden durup dururken onu methedeyim."
3 kadın kovasını doldurdu, yola koyuldu. İhtiyar adam da peşleri sıra yürümeye başladı.
Çocukları, annelerini karşıladılar. Biri, parendeler atıyordu. Diğeri bülbül gibi şakıyordu. 3'üncü çocuk koşarak geldi, annesinin elinden kovayı aldı ve eve kadar taşıdı.
Kadınlar, ihtiyara dönüp sordular: "Çocuklarımız hakkında ne diyorsun? Hangisini daha çok beğendin?"
- 3 çocuğun arasında biri var... Annesinin elinden kovayı alıp, eve kadar taşıdı; işte onu çok beğendim.
Kıssadan hisse: Anasına, babasına hayrı olmayan bir evlât, zengin olmuş, sanatçı olmuş neye yarar!