Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesi, ifade özgürlüğünü düzenliyor. Bu özgürlük ancak, demokratik toplum gereklerine uygun bir biçimde sınırlanabilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1965 tarihli Belçika'ya ilişkin bir kararında, resmi dil haricindeki dilin, kamu makamlarıyla ilişkilerde (resmi yazışmalarda) kullanılamayacağını belirtmişti. Sınırı bu şekilde çizmişti. Aynı mahkeme, Sosyalist Parti, HEP ve ÖZDEP'e ilişkin kararlarında Türkiye'yi mahkûm ederken "Siyasi partilerin, toprak bütünlüğünü bozmamak üzere azınlık haklarının korunmasını ve geliştirilmesini savunabileceğini" ifade etmişti.