Bugün şirketlerin en büyük maliyet kalemi nedir diye sorulsa çok ama çok büyük bir kısım için cevap; çalışan maliyetleri olur. Pardon, çalışan demiyoruz, insan kaynağı diyoruz. Hatta bu alandaki son trende bakılırsa insan kaynağı değil de yetenek yönetimini tercih etmeliyiz. Kimine göre yetenek yönetimi, insan kaynakları (İK) meselesinin tümünü kapsamıyor. Ama kimi de artık meselenin yetenek etrafında şekillendiğini söylüyor. Şirketlerin zamandan ve mekandan bağımsız olarak ihtiyaçlarını esnek çalışma ile karşılayacak yetenekleri (yani kişileri) kendine çekme yarışında olduklarını vurguluyor. Adına ne dersek diyelim -ki ben bu yazı için en geniş kümeyi kapsamak adına insan kaynağı tanımını kullanacağım- insan kaynağı, şirketlerin en büyük sermayesi. O nedenle de İK, iş liderlerinin giderek daha yakın çalıştıkları bir departman. Ve bugünlerde şirketlerin en yoğun departmanı. Sebep de sadece maaş zamları değil. Şirketlerin maaşla birlikte, insan kaynağına sunduğu bir takım faydalar var ya işte bunların seçilmesi, organize edilmesi, en düşük maliyetle ve en yüksek memnuniyetle şirkete ve çalışana sunulması gibi çok yoğun bir faaliyet dönemi gerektiren yan haklar sürecinden söz ediyorum. Çoğumuzun kariyerinin başında sadece 'yol+yemek' olarak bildiği çalışan bağlılığını artırmaya yönelik yan hakların, giderek çeşitlendiğini ve son zamanlarda yetenek çekmede önemli bir koz haline geldiğini söylemek lazım. Bütün bunlar, insan kaynakları dünyasındaki son gelişmeleri konuşmak üzere geçenlerde bir araya geldiğim Pluxee Türkiye CEO'su Eda Uluca'nın sektöre ilişkin gözlemlerinden süzdüğüm bilgiler. Uluca'nın anlattığı 2025 ve ötesi trendlere gelmeden önce bir cümleye dikkat çekmek isterim, "Yan haklar artık ana haklar oldu." Son derece iddialı bu bakışın sebebi ulaşım, yemek, özel sağlık sigortası gibi başlangıçta yan hak olarak çalışana verilen avantajların, bugün neredeyse her kurumda verilmesi ve aksi durumun hiç de normal karşılanmaması. Yan haklar ne kadar ileri gidebilir diyorsanız, cevap ufuk açıcı: "Kahve düşkünü Z kuşağının yeteneklerini cezbetmek için baristaların ücretsiz kahve servisi yaptığı şirketler bile var.' Bu uç örnekleri bir yana bırakan ve şu sıralar yürüttüğü görüşmelerle adeta sektörün nabzını ölçen Uluca'ya göre insan kaynağının kıymeti bilinmeye başladıkça hem İK hem de yan haklar müessesesi önem kazanıyor. Bu kapsamda çalışan verimliğini, memnuniyetini ve bağlılığını artırmaya yönelik yükselen trendleri sıralayan Uluca, büyük beklentilerin yöneltildiği şirketlerin gündemini şöyle özetledi: "İşveren bugün şirketini öne geçirecek yetenekleri çekmeye ya da sadakatini artırmaya odaklı. Maliyet yönetiminin zorluklarını göz önüne aldığımızda çalışanına istediği zammı veremese de bunu yan haklarla telafi etmeye çalışıyor. Bu konuda çalışana sunulan hakların sağladığı vergi avantajlarından da yararlanarak, çeşitli hediye ve ödül programları ile yetenekleri bünyesinde tutmaya veya yeni yetenekleri çekmeyi hedefliyor. Örneğin bir şirket maaş zammını yüzde 25'te tutma kararı alan bir şirketin, yan haklarda yüzde 40'a varan artışlarla bunu telafi etmeye çalıştığını söyleyebilirim." Özel sağlık sigortasının halen en bağlayıcı yan hak olarak öne çıktığını söyleyen Uluca'nın paylaştığı önemli bir bilgiyi daha aktarayım: "Sadece çalışanın kendisinin kullandığı değil ailesiyle paylaşabildiği yan haklar tercih ediliyor. Örneğin artık tamamen online olan yemek kartı uygulamasını bir markette ya da e-ticaret sitesinde kullanabilmek gibi."