Hamile olduğunu belirttiği kardeşi ile İstanbul'da Esenyurt istikametine giden bir kadının aracına, iddiaya göre ambulans çarptı.
Kazanın ardından aracından inen sürücü, ambulans şoförüne bıçakla saldırarak, kolundan yaraladı.
Korkuya kapılan Acil Sağlık ekibi, araçlarının kapısını kilitledi.
Bu sırada kazayı gören bir kişi, yaşananları telefonunun kamerası ile kaydetmeye başladı.
Saldırgan kadın, görüntü alan kişinin üzerine yürüyerek, telefonuna vurdu.
Videoda saldırgan kadının "Kimse bıçakla saldırmadı. Benim kardeşim hamile, ambulans bize çarptı. Bebeğe zararı olabilirdi... Can kurtarayım derken, can aldı. Taciz ettiniz, sapıksınız" dediği duyuldu.
Muhtemelen saldırgan ambulansa yol vermediği için kaza yaşandı.
Ortada video kayıt olmasa belki de ambulans şoförü taciz ettiği iddiasıyla önce sosyal medyada linçe uğrayacaktı. Sonra da tutuklanacaktı.
Çünkü ambulans şoförü 'kadının beyanı esastır' ilkesi üzerinden yargılanacaktı. Ve çoğumuz "Ambulans şoförü bile taciz ediyor. Ülke nereye gidiyor?" diyecektik.
"Kadının beyanı esastır" gerçekten tartışmalı bir ilke! Çocuklarla ilgili davalarda bu ilkenin her zaman uygulanması taraftarıyım.
Ama son olayda olduğu gibi bu ilkeyi kendi çıkarları için kullanan kadınların olduğunu da unutmayalım.
***
PLAYBACK YASAĞI
Kırgızistan Kültür Bakanlığı, ülkenin halka açık kültürel etkinliklerde önceden kaydedilmiş şarkılar eşliğinde (playback) şarkı söylemeyi yasakladı.
Yani sesine güvenen sahneye çıksın demişler.
İyi de yapmışlar.
'Playback' bulaşıcı bir hastalık gibi müzik endüstrisine yayıldı. Bu durum yetenekli sanatçıları gölgede bıraktı.
Kırgızistan'ın bir sonraki adımı müzik kayıtlarında abartılı bir şekilde 'autotune' (vokal ve enstrümantal performansların akortlarını düzeltmek için kullanılan ses işleyicisi) kullanımını yasaklamak olmalı.
'Autotune' o kadar çok uygulanıyor ki, normalde sesi detone olanlar bile popstar olabiliyor.
Türkiye'de yeteneği ve sesi güzel olmayan birçok rap ve pop şarkıcısı 'autotune' sayesinde yıldız oldu.
İddia ediyorum; bizde 'playback' ve 'autotune' yasaklansa piyasadaki şarkıcı sayısı yarıya düşer.
***
BİR FİLM KENDİNE BİR FİLM İZLEYİCİYE...
Murat Cemcir, Ahmet Kural ile iyi bir ikili oluşturup 'Düğün Dernek' gibi gişe canavarı komedi serilerine imza atmıştı.
Ama bence onun oyunculuk kariyerinde zirve rolü Nuri Bilge Ceylan'ın 'Ahlat Ağacı' filminde canlandırdığı 'Öğretmen İdris' karakteriydi.
Günaydın'ın yeni yıl partisinde Cemcir ile konuşurken kendisine "Umarım 'Ahlat Ağacı' filmindeki etkileyici performansının devamı gelir" demiştim. Eminim bunu başkaları da söylemiştir.
O da kariyerinde böyle bir planının olduğunu ara ara izleyiciyi sarsacak, ezber bozan yapımlarda rol alacağını söyledi.
Geçtiğimiz hafta efsanevi aktör Harrison Ford'un The New York Times'a verdiği röportajda "Daima bir film kendim için bir film izleyici için çektim" sözünü görünce aklıma hemen Cemcir geldi.
'Yıldız Savaşları'nın Han Solo'su, 'Kutsal Hazine Avcıları'nın Indy'si, 'Kaçak'ın Dr. Kimble'ı Ford'un artık kanıtlayacak bir şeyi kalmadı.
80 yaşındaki efsanenin filmleri 9 milyar dolardan fazla kazandırdı.
Lakin o hala bir filmi kendine, bir filmi de izleyiciye çekmeye devam ediyor.
Ford'un pandeminin ortasında çektiği 'Kutsal Hazine Avcıları' filminin devamının vizyona girmesini heyecanla bekliyoruz.
Özetle Cemcir'in kariyer planının başarılı olma ihtimali var. Umarım doğru projeler onu bulur!
***
YENİ YIL SÖZLERİ NASIL GERÇEKLEŞİR?
Yeni yılda pek çok kişi hayatlarını değiştirecek sözler veriyor. Örneğin ben sigarayı bırakacağıma dair söz verdim ve sözümü iki gün tutabildim.
Scranton Üniversitesi'nin bir çalışmasına göre insanların sadece yüzde 8'i kendilerine verdikleri yeni yıl sözlerini tutabiliyor.
O yüzde 8'in içindeyseniz ne mutlu size.
Peki, ne yapmalı?
BBC'de yayınlanan haberde ünlü psikoterapist Rachen Weinstein'a göre problemin bir kısmı, "Yeni yılda bambaşka bir insan olabileceğimiz" yanılgısıyla çok büyük hedefler koymaktan kaynaklanıyor.
Başarının anahtarı kendimize gerçekçi hedefler koymaktan geçiyormuş.
Yani önce küçük hedefler seçmeliyiz.
Sonra adım adım büyük hedefe ulaşmaya çalışmalıyız.
Kendimize karşı net olmamak da başarısız olmamıza neden oluyor.
Prof. Neil Levy "Cumartesi sabahları spor salonuna gideceğim" demenin başarı ihtimalinin, "Daha fazla spor yapacağım" demeye göre daha fazla olduğunu söylüyor.
Hedefe giden yolda bize destek sağlayacak insanlar bulmak da önemliymiş.
Bir arkadaşınızla aynı anda spora başlamak ya da sigarayı bırakmak gibi.
Hedefe ulaşmakta zorlandığımızda ise durup bir durum değerlendirmesi yapmamız gerekiyormuş.
Hatalarınızı gözden geçirmek önemli!
Ve kendimize verdiğimiz bir sözü uzun vadeli hedeflerle birleştirmek gerekiyormuş. Yani muğlak, geçici heveslere kapılan sözler yerine uzun vadeli hedeflere yoğunlaşmalıyız.
Tabii tüm bu stratejiler hayatın çetin zorlu şartları karşısında kaybolup gidiyor.
Yine de yılmamak lazım. Kendimize verdiğimiz sözleri tutmak için azim ve irade şart.
***
Altyazı
"Ben insanları ikiye ayırırım: Önce sol elinin tırnaklarını kesenler ve önce sağ elinin tırnaklarını kesenler. Önce sol elin tırnaklarını kesenler kaygısız ve hayattan zevk almaya meyillidir. Otomatikman önce kolay işi yapar zor olanı sonraya bırakırlar. Sen hangisisin?
-Ben her zaman önce sol elimin tırnaklarını keserim. Bu bir seçim değildir. İlk olarak hep zevkin peşinden giderim. Sol el bittikten sonra geriye sadece sağ el kalacağından en kolayı gene sağ el olur." (Nymphomaniac)