Sevgili okurlarım bayram seyran demeyip, köşemiz için mesaiye devam ettiler. Her zaman olduğu gibi bu hafta da elektronik posta kutumu görüş, eleştiri, yorum ve önerileriyle doldurdular. Elleri dert görmesin.
Geçen hafta aile birliğini ve toplum düzenini tehdit eden, dünyada giderek en güçlü lobi haline gelmeye başlayan LGBT hakkındaki düşüncelerimi dile getirmiştim. Yazıya büyük destek geldi.
Köşemizin kıdemli okurlarından Emin Güven de bu konudaki kendi görüşlerini dile getirmiş:
"Değerli Yüksel Bey, 23 Haziran tarihli epostamda LGBT konusundaki tepkinize destek verdiğimi, ancak bazı konularda geç kalınmakta olunduğunu ifade etmiştim. Tam da, yazımdaki tepkim belki aşırı ya da abartılı gelmiş olabilir mi, diye düşünürken hemen peşinden Akşam gazetesi yazarı Sayın Serkan Fıçıcı'nın 24 Haziran tarihli ve isim vermeden dış kaynaklı dijital platformların tehlikelerinden bahsederek yerli ve milli ilk dijital platformumuz olan TABİİ'nin önemli bir adım olduğunu ifade ettiği yazısını okudum. Çok geçmeden de Sabah gazetesi yazarı Sayın Hilal Kaplan'ın 26 Haziran tarihli 'Çocuklarımızı bekleyen büyük tehlike' başlıklı yazısında hemen hemen benim yazdıklarımı içeren ve LGBT lobisinin işi ne kadar ileri götürdüğünü anlatan yazısını okuyarak yine kahroldum.
Bugün ise, gazetelerde İBB'nin 'Tasavvuf Müzesi yapacağım' diye söz verip, Feshane'de LGBT/Gezi ayaklanması müzesi açması bardağı taşıran son damla oldu. Bu habis lobi tam gaz devam ederken, yurtiçinden de ciddi bir destek alınırken bu konuda ciddi atımlar atılmadığını ve her geçen an, işin daha geri döndürülemez noktalara geldiğini görüyoruz.
Sizden ricam ise, bu konudaki tepkinizi devam ettirmeniz, yerli ve milli platformumuz TABİİ'ye destek vermeniz. Mutlaka sizi linç etmeye çalışanlar olacaktır ama bu konuda ne kadar azimli ve dirayetli olduğunuzu gayet iyi biliyoruz. Saygı ve selamlarımla."
Yaşa Azerbaycan'ım!
İzmir'den yazan okurum Bekir Kurt, bizim her fırsatta devleti kötülemeyi alışkanlık haline getiren sözde sanatçılarımızın yanında Azerbaycanlı sanatçıların milli duruşlarını takdir etmiş:
"Yüksel bey, üzülerek görüyorum ki ne çok kendi ülkesine kendi halkına düşman sanatçı (!) varmış. Bugün tesadüf olarak Azerbaycanlı sanatçı Azerin'in videolarını seyrettim. Hele Aybüke öğretmenin şehit olduktan sonra yaptığı bir konuşma ve sevdiği türküyü seslendirdiği videosu var ki, -seyretmişsinizdir mutlaka- tüylerim diken diken oldu, ağlamamak için zor tuttum kendimi. Nerede bizim büyük (!) sanatçılarımız? Yazıklar olsun. Bu büyük vatanın ve büyük milletin değerini bilen başta Azerin olmak üzere bütün Azerbaycanlı sanatçıları saygıyla selamlıyorum."
Bay Bay Jesus'un ardından
Benim bu sütunlardaki yazılarım ne derece etkili oldu bilinmez ama gerçek Fenerbahçeli dostlarım ve okurlarım da Jorge Jesus'un gidişini adeta davul zurna ile kutladılar. İhsan Olcay adlı okurum da köşemizin hakkını vermiş:
"Sayın Aytuğ, iş seyahatim nedeniyle bugünkü yazınızı geç saatlerde okuyabildim. Geçmiş dönem yazılarda Jesus hakkındaki düşüncelerinize hem yazıldığı tarihlerde hem de şimdi tekrar tekrar katıldığımı belirtmek isterim.
Uzun senelerdir kombineli bir Fenerbahçe taraftarı olarak sezon başı sosyal medya hesabımda ve Whatsapp arkadaş gruplarında 'Vizyonu Emre Mor'u almak olan yönetimden de Bruma'yı getirten hocadan da bir halt olmaz' diye yazdığımda epey tepki almıştım. Bu kadar yerlere göklere konulamayan hoca acaba neden (sadece bir defa Benfica dışında) hiçbir Avrupa kulübü tarafından istenmemiş?! Saygılarımla..."
Gaf kürsüsü
Hadise'nin paylaştığı fotoğrafa takipçisinden gelen yorum sosyal medyayı salladı: "Amele yanığı olmuşsun be ablam!.."
Zap'tiye
Bugünkü Zap'tiye de okurumuz Halil Doğan'dan: Kendi partilerinden seçime girselerdi seçilemeyecekken CHP listesinden seçime girip milletvekili olan 39 kişinin kendi aralarında kuracakları yeni partinin adı hazır: KKVP (Kumarda Kazanılan Vekiller Partisi)
Ne demiş?
"Kendi elini kolunu kesen acemi kasapların boşa akıttığı kanlar Kızılay'a bağışlansa, 20 yıllık stok karşılanırdı." (Ben dedim.)